Türkiye’de kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuşmasının üzerinden tam 95 yıl geçti.
Türk kadını Kurtuluş Savaşı’nın bütün safhaların yer almıştır. Kadın yeri gelmiş sırtında yeri gelmiş arabasında ordu için mühimmat ve erzak taşımıştır. Kadın ekinini ekip, biçmiştir. Kadın sosyal hayatta ve ekonomik hayatta her zaman en büyük rolü üstlenmiştir.
Cumhuriyetin inşasında Türk kadınının üstlendiği rol gerçekten eşsizdir. 95 yıl önce kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkı, Türkiye’de demokrasinin en önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul görmektedir. Bu hak, Türk kadınının fedakârlıklarla dolu tarihî mücadelesine bir teşekkür niteliğindedir.
Kurtuluş Savaşı'ndaki emekleri ve toplumsal hayatta oynadıkları kilit rol, kadının gücünü ve dayanıklılığını gözler önüne sererken Mustafa Kemal Atatürk, savaşlarda göğsünü siper eden kadını her zaman baş tacı etmiştir. Türk kadınının bu fedakârlıklarına duyduğu saygıyı her fırsatta dile getirmiş ve kadınların toplumsal hayatın her alanında yer almasını desteklemiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasında öncü bir rol oynadı. Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren kadınların toplumsal hayatta daha aktif bir şekilde yer almasını savundu ve bu doğrultuda birçok reform gerçekleştirdi.
Kadınlara siyasi hakların tanınması süreci, Atatürk'ün liderliğinde gerçekleşen devrimlerin bir parçasıydı. 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı. Ardından, 1933 yılında köy muhtarlığı seçimlerinde bu hak genişletildi. Nihayet, 5 Aralık 1934'te yapılan anayasa değişikliğiyle kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
