Kadın olmak demek…

Kadın olmak demek; Bazen dünyaya bile gelmeden önce, nasıl bir aile içinde gözlerinizi açacağınıza, bazen ya şansınız yaver giderse değiştirebileceğinize, bazen de tamamen sizin mücadeleci ruhunuzla alakalıdır. Eğer baskıcı, bazı düşüncelere tamamen kapalı bir ailede iseniz; daha küçücük yaşınızda size, ileride ailenize sizin bakacağınızın, ilgilenmeniz gerektiğinin aşılanması demek. Erkek kardeşiniz varsa, bir yaştan sonra onun dilediğince özgür olabilmesi, sizinse arkadaşlarınızla dışarı çıkmak için izin isterken adeta kıvranmanız demek. Okulunuzu bitirdikten sonra, toplumun evlenmenizi beklemesi, evlendiğinizde çocuğunuzun ne zaman olacağı merakı, çocuğunuz olduğunda da ikinci çocuğunuzun ne zaman olacağı merakına maruz kalmak demek…

Kadın olmak demek; gece evinize dönerken tehlike altındasınız. Bir işyerinde kimi zaman göz hapsindesiniz demek. Bazen de evinize gelen annenizin erkek annesi arkadaşlarının müstakbel gelin adayısınız demek…

Kadın olmak demek; Karşınızdaki sinirliyse, sizin alttan almanız, ortalığı yatıştırmanız, 'dişi kuş yuvayı yapar' örneğindeki gibi evin neredeyse tüm sorumluluğunu almanız, gerekirse evlatlarınız babalarından azar işitmesin diye bazı şeyleri saklamanız, beyaz yalanlar söylemeniz demek. Bazen de evliliğiniz yürüsün, dul kalmayın diye sesinizi çıkaramamanız, şayet çıkarırsanız yuvanız bozulur ve siz koruyamadınız demek...

Kadın olmak demek; evli ve çalışıyorsanız, bir de anneyseniz; akşamları yorgun argın eve gelmenize rağmen; gerekirse hiç dinlenme fırsatı bulamadan, ev işleri yapmak zorunda olmanız, çocukların dersini kontrol etmeniz, misafir ağırlamanız, ya da eşinizle bir yere davetliyseniz, evden çıkana kadar yine koşturmanız demek…

Kadın olmak demek; eğer karı-koca borcunuz varsa, depresyon gibi her insanın dönem dönem girebileceği şeye giremeyeceğiniz gibi, hiç hasta olmamak, hatta yeri geldiğinde başınız bile ağrıyamaz demek…

Kadın olmak demek; eşinizin ailesiyle anlaşamıyorsanız, kendinize bir sürü düşman tutumlar kazandınız demek. Evliliğin ilk beş senesi kendinizi anlatmaya çalışmanız, diğer beş sene anlaşılamadığınız için üzülmeniz, hala evliyseniz eğer bir sonra ki beş sene de her şeyi boş verip, kabullenmeniz demek…

Kadın olmak demek; eğer sizi bir birey olarak kabul eden ve öyle davranan bir aile içinde hayata geldiyseniz; durum çok farklı gelişiyor. Özgür ruhlu biriyseniz ve aileniz de sizi destekliyorsa, toplum tarafından dışlanmanız; Ama sizin ve ailenizin bu dışlanmayı umursamaması demek. Erkek arkadaşınızla uzun bir flört döneminiz olursa, yine toplum tarafından dedikodu kazanının kaynamasına sebep olmanız, ama yine sizin ve ailenizin bunu sorun etmemesi demek. Şartlarınız ne olursa olsun aileniz tarafından hep destek görmeniz, yanlış bir şey yaptığınızda da dışlanmak veya ceza almak yerine; sarıp sarmalanmanız demek…

Çok uzun anlatılabilecek, çok önemli bir konu aslında kadın olmak demek yukarıda saydıklarım konuyla ilgili sadece bir kaç örnek. Aslında bundan çok ama çok daha fazlası var. Mevcut durumumuz nasıl olursa olsun, hangi şartlarda doğmuş ve büyümüş olursak olalım, bazı şeyleri değiştirmek için cesaret göstermeli ve adım atmalıyız. Elimizden ne gelirse ve ne yapabilirsek. Belki tüm hayatımızı değiştiremeyiz ama tüm hayatımızın akışını değiştirebilecek bir adım atabiliriz. Kendine güvenen, cesaret edebilen bir kadın olmayı başarabilirsek eğer; yarın öbür gün kız çocuğumuz olduğunda onun içinde gerekirse mücadele verebiliriz. Daha sorumluluk sahibi, özgüvenli ve daha ayağı yere basan kız çocukları yetiştirebiliriz. Bunu hem kendimize, hem de gelecekte ki çocuğumuza borçluyuz…