İnsan yaşamında yaptığı herhangi bir işe nasıl başlarsa sonu genelde öyle gelir.
Bunun istisnaları var tabi…
Bizim deplasmanda Pazarspor’u yenerek lige başlamamızda bu örneğe uyar.
Bu konudaki yazımı neden geciktirdim?
Takımımızı hazırlık döneminde hazırlık maçlarında izleme şansım olmadı. Bu nedenle takımın gerçek yüzünü bilemiyorum. Yüzeysel, ya da bir şeyler yazmış olmak için yazmak istemedim.
Amed maçından sonra düşüncelerimi yazmak daha doğru olur diye düşündüm.
***
Sahamızda oynadığımız Amedspor maçını da kazanarak 2’de 2 yaptık ve yukarıda verdiğimiz örneği uygun maçlara devam ettik.
Maçtaki dengeyi ikinci yarıda bulduğumuz golle bozmuş olduk. Golden sonra Amedspor’un çok net bir gol pozisyonu var. Buna da kalecimiz Bekir’in çok güzel kurtarışı ile izin vermedik.
Maçın geneline baktığımızda dengeli bir oyun vardı. Beraberlik kokan bir maçı lehimize çevirmesini bildik. Geçen sezon biz de oynayan Üstün ve Alaadinoğlu’nu çok etkisiz gördüm.
Bizim takım genç, koşan ve mücadele eden bir görüntü verdi. İlerleyen haftalarda daha da iyi olacağımızı düşünüyorum.
Sezon başı yapılan ve çok erken bulduğum bazı eleştiriler vardı. “Üçüncü Lig hoş geldin!” eleştirilerinin yersiz olduğu görüldü. 6 puanla lige başlamamız bunun kanıtı.
Bu demek değildir ki her şey bitti, sonuca ulaştık. Böyle bir şey yok!
Henüz sezon başı rehavete kapılmadan daha dikkatli olmalı, daha çok çalışmalı ve bu takıma sahip çıkıp destek vermeliyiz.
***
Milli Takım hocalığı tam bir rant kapısına dönüşmüş. Teknik direktörlere verilen fahiş fiyatlar, tazminatlar dudak uçuklatıyor.
Verilen paraları hadi anladık. Milli Takım’dan tazminat istemek neyin nesi? Bence hiç ahlaki değil.
Eski hocalar neredeyse karın tokluğuna çalışıyor, futbolcular hiç para lafı etmiyorlardı.
Kendinize gelin beyler!
Federasyon da bol kepçeyi dağıtmayı bıraksın, babanızın parasını mı veriyorsunuz?
Kaldı ki alt liglerde takımlar can çekiştiriyor, onlara biraz sahip çıkın, buradan yetişecek futbolcuları yarın Milli Takımda görürsünüz.
Lütfen şapkanızı önünüze koyun, iyi düşünün.