Sevgili dostlarım, arkadaşlarım ve doğduğum kenti güzelleştiren Kırşehirli hemşerilerim,

Öncelikle sizlere bilinen gerçeği bir kez daha tekrar ederek başlamak istiyorum, 14 Mayıs 2023 akşamı YSK, binlerce lehlerine işlenen yanlış tutanağa rağmen (İçiniz rahat olsun her birine itiraz ettik) bu ülkenin yarısından fazlasının 21 yıldır üzerimize karabasan gibi çöken bu iktidardan bıkıp usandığını tescillemek zorunda kalmıştır. Evet, biliyorum çok basit bir matematik bilgisi ama tekrar etmekte fayda var: yüzde 50,5 yüzde 49,5’tan büyüktür.

VE evet biliyorum hepimiz 15 Mayıs sabahına kenetlenmiştik ve umudumuzu hep birlikte ilmek ilmek örmüştük ama sormak zorundayım 21 yılın yanında 2 hafta gecikme nedir ki?

Bakın 4 günü geçti, gitti bile. Kaldı 10 gün! Bu on gün boyunca gelecek güzel günlerin umudunu diri tutmak her birimizin boynunun borcudur. Sandığa küsenleri demokrasi inancıyla geri döndürmek boynumuzun borcu… Maalesef dünya tarihinde hiçbir demokrasi hiçbir eşitlik mücadelesi öyle kolay kazanılmamıştır. Bu gayrı eşit şartlarda, devletin tüm imkânlarını seferber eden gayrı adil bir rakibe karşı mücadele verirken bu galibiyetin öyle kolay kolay kolay ellerimize teslim edilmeyeceğini hepimiz biliyorduk, öyle de oldu.

Aslında kazananın biz olduğunu hepimiz biliyoruz, aslında kazanamadıklarını onlar da biliyorlar. Her seçim zamanı seçim sistemine dair değişiklikler getirmelerinin nedeni bu. Her seçimde binlerce yanlış tutanağın YSK tarafından “ya tutarsa!” diye işlenmesinin nedeni bu. Her seçim zamanı memlekette alelacele vatandaşlık verilen Suriyeli sayısındaki artışın nedeni bu. Her seçim zamanı sandıklarda nöbet tutmamızın, her bir oyu kime giderse gitsin namusumuz gibi korumamızın nedeni bu.

Biz yine çalmadan çırpmadan, türlü türlü alavere dalavere yapmadan, bundan tam 100 yıl öncesinin ilhamıyla her birlikte yola devam edeceğiz. Bu sefer 19 Mayıs‘ta değil 29 Mayıs’ta ülkemizin her köşesine özgürlüğü getireceğiz, bayrakları göndere çekeceğiz ve milletçe Ata’mıza 100 yıl öncesine yakışan bir selam vereceğiz. Buna inanıyorum, biliyorum hepimiz buna inanıyoruz.

Sevgili Kırşehirliler, şimdi size neden Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçmemiz gerektiğini tek bir örnek üzerinden özetleyeceğim.

Hazır mısınız?

Belki duymayanlarınız vardır, kiminizin de belki tekrar duymaya ihtiyacı vardır. 14 Mayıs sabahı bize emanet ettiğiniz sandıkları korumak için Kırşehir CHP İl Örgütü olarak tüm sandıkların başındaydık.

AKP Kırşehir Milletvekili Adaylarından birisinin eşi belki bilerek, ya bilmeyerek seçmen kaydı olmayan bir sandıkta oy kullanmak istemiş, ama CHP sandık sorumlusu ve diğer sandık görevlileri bu duruma müdahale ederek oy kullanmasına izin vermemişlerdir.

Her vatandaşın vatandaşlık hakkından doğan TEK BİR OY hakkını doğru ilde yerine getirmesi için “YSK tarafından harcanan tüm çabayı” yok saymak bir yana; bu yapılan en naif şekilde değerlendirilirse, sırf vatandaşlık hakkını yerine getirebilmek ve demokrasiyi savunmak için onca acısına rağmen kilometrelerce yol giden depremzede vatandaşlarımıza ve bunca ekonomik sıkıntıya rağmen şehirlerarası otobüs biletleri için yardım talep ederek oyunu kullanmak için şehir değiştiren tüm üniversite öğrencilerimize yapılmış bir saygısızlık olarak düşünüyorum.

Yaşanan bu olay ister istemez seçim güvenliğiyle ilgili vatandaşlarımızın aklında soru işaretleri doğmasına neden olmaktadır. Milletvekili adayının eşinin birden fazla oy kullanma çabası olarak da okunması muhtemel bu olaya dair Kırşehir AKP İl Başkanlığı’nın acilen bir açıklama yapması gerekir. Ayrıca, ülkemizde itiraz edilen binlerce tutanak ve Kırşehir’de vuku bulan olaya benzer yaşanan sorunlar düşünüldüğünde seçim mürekkebinin 28 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimlerde acilen geri getirilmesi elzemdir. Seçimin sonuçlarına yeniden güven ortamının oluşması için, tüm vatandaşlarımızın hangi partiye oy verdiğinden bağımsız olarak, seçim mürekkebi uygulamasını hükümetten talep etmesi gerekir.

MHP'de peş peşe istifalar MHP'de peş peşe istifalar

Demokrasi; yalnız sandıkların kurulmasıyla değil sandıklara giren oyların özgür iradeyle atılması, sandıktan çıkan oyların doğru sayılması ve her vatandaşın sadece bir oy hakkı olmasıyla sağlanabilir. Diğer durumda seçim sandığı antidemokratik yollarla seçil(emey)en cumhurbaşkanının meşrutiyetini sorgulatan bir nesneden ibaret kalır!

Demokrasi, ekmek gibi su gibi ihtiyaçtır. 100 yıl önce sülale devrini bitirip halkın meclisini kurmak, bizleri tebaa değil vatandaş kılmak için verilen mücadele ve dökülen kanlar için demokrasiye sahip çıkmak bu ülkede yaşayan her bir vatandaşın sorumluluğudur.

 

Editör: Çiğdem Sönmez