Hiç olmadı!

Üç maçtır alınan iyi sonuçlardan sonra bu maçtan da üç puan bekliyorduk.

Ama ben daha önceki yazımda çok dikkatli olmamız gerektiğini belirtmiştim. Zira bu ligde kalite diye bir şey yok. Kimin kimi nerde yeneceği hiç belli değil. Hiçbir maçın garantisi yok.

Geçmişte alınan şu sonuçlara bakar mısın.

Adıyamanspor, Serik’i Serik’te yeniyor, biz Adıyaman’ı Adıyaman’da yeniyoruz. Serik bizi Kırşehir’de yeniyor.

Kimin emi, kimin cebinde belli değil.  Güler misin, ağlar mısın.

Ben bu Serikspor maçında alınan sonuca sürpriz demiyorum. Yukarıda söz ettiğim gibi her takım birbirini her yerde yenebilir. Kırşehirspor’un lig birincisini deplasmanda yenerse şaşırmam. Demek istediğim kalite diye bir şey kalmadı tüm liglerde.

Serikspor ilk yarıda kuvvetli rüzgarı arkasına alarak maça avantajlı başladı.  Bu çok güçlü rüzgarda ilk yarı gol yemezsek ikinci yarıda maçı alabiliriz diye düşünüyorduk. Ancak ikinci yarıda rüzgar hafifledi, 45 dakikanın genelinde kuvvetli yağış altında oynanan ikinci yarıda net bir şekilde Serikspor üstünlüğü vardı.

Defansın büyük hatasından golü yedikten sonra yakaladığımız net pozisyonu değerlendiremedik. Serik’in de çok net pozisyonları vardı. Sonuç olarak maçın kontrolü genelde Serik’teydi ve 6 puanlık maçtan 3 puanı güle oynaya alıp giden konuk Serikspor oldu.

İşimiz gerçekten çok zor.

***

Cumartesi U17 takımımızın Kahraman maçını izledim. Maçın başında Karaman kalecisinin büyük hatasından bulduğumuz golle ilk galibiyetimizi almış olduk. Umarız devamı gelir.

***

Bölgesel Amatör Lig’te mücadele eden temsilcimiz Gençlikspor bizi üzmeye devam ediyor. Sahamızda oynadığımız Eskişehirspor maçından da 3-1 yenik ayrıldık.

Eskişehirspor deyince eskilere gittim ister istemez. Hey gidi günler hey…

Zamanın en popüler takımlarından olan ünlü Es-Es’ler BAL’da oynuyor. Üzüldüm onlar adına. 

50+1

Dünyada eşi benzeri olmayan bizdeki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ülke büyük çıkmaza girdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanan 50+1 bu sisteminin en vazgeçilmez, en akılcı uygulaması idi. Amla ne oldu ise sistem aynı sistem, ama 50+1 uygulaması Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından beğenilmiyor ve değiştirilmesini istiyor.

Bu ne yaman çelişki?

Bir de her ne nasılsa bu isteğe, ortağı Bahçeli sıcak bakmıyor. Bu da garip. Bu sisteme kayıtsız-şartsız desteğini esirgemeyen Bahçeli’ye ne oldu da bu isteğe destek vermiyor?

Bekleyip göreceğiz.

YÜZDE 40

Bir başka konu da “faiz sebep-enflasyon sonuç” hikayesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisi olduğu sürece faizlerin artmayacağını kesin bir dille savunuyordu. Mehmet Şimşek göreve geldiğinde yüzde 8,5’ta olan faizler altı ayda yüzde 40’a çıktı!

Eeee ne oldu Nas’a, “faiz sebep-enflasyon sonuç”a?

Sayın Cumhurbaşkanı neden sessiz kalıyor bu konuya, neden karşı çıkmıyor faiz artırımlarına?

Tabi ekonomistler daha iyi bilirler nedenini…

24 KASIM…

12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra 1981’de 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya başlandı.

24 Kasım Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenliğinin kabul edildiği gündür. Dünya Öğretmenler Günü 5 Ekim’dir. Dünya’ya uyum sağlayacaksak Öğretmenler Günü’nü 5 Ekim’de kutlamak gerekir. Başka bir alternatif ise Köy Enstitülerinin kuruluş günü olan 16 Mart’tır.

24 Kasım darbeci Kenan Evren’in isteği ile kabul edilen bir gündür. Ama yıllar içinde artık kanıksanmış ve 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kutlanmaya devam ediliyor. Bizim ülkemiz için artık Öğretmenler Günü bu tarihtir.

Bana sorarsanız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başöğretmenliğinin kabul edildiği bu tarih esas alınmalıdır. Yani 24 Kasım bizim Öğretmenler Günü olmalıdır. Geçmiş Öğretmenler Günümüz tüm Cumhuriyetçi öğretmenlere kutlu olsun.