MEHMET AKİF
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif’i küçük düşürmek ister ve; ‘Affedersiniz, siz veteriner misiniz?’ diye bir soru yöneltir. Mehmet Akif hiç istifini bozmadan "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?" şeklinde gence cevap verir.
*
ALPARSLAN
Biz de onlara yaklaşıyoruz.
Yıl 1071 Sultan Alparslan’ın Bizans sınırına gönderdiği gözcüler gelirler, heyecanla ve korkuyla; “sultanım bizden 10 kat büyük Bizans ordusu hızla yaklaşıyor”.
sultan gayet sakin:
“biz de onlara yaklaşıyoruz”
*
YAVUZ SULTAN SELİM
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz Sultan Selim ona; ‘Sen sır saklamayı bilir misin?’ diye sormuş. Vezir; ‘Evet hünkarım, bilirim’ dediğinde, Yavuz Sultan Selim’de ona; "İyi, ben de bilirim." diyerek vezirine güzel bir mesaj vermiş.
*
YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp; ‘Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?’ diye sorunca, İncili Çavuş; "Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, Beni de size göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek efendim" cevabını vermiş.
*
MEŞHUR BİR FİLOZOFA
Meşhur bir filozofa; ‘Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?’ diye sorulduğunda "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.
*
TAVUK GÖTÜ
Rahmetli bestekâr Selahattin Pınar bir yandan beste yaparken, diğer taraftan üç-beş kuruş kazanmak için bazı zengin çocuklarına musiki dersi verirdi.
Öğrencilerden biri bir gün,
- ''Hocam, sabahları aç karnına çiğ yumurta içmenin sesime çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimdeki değişikliği fark ettiniz mi?'' diye sorar.
Selahattin Pınar,
- ''Oğlum, der.. İç... Hiçbir zararı yoktur!'' Bir süre sonra oğlan,
- ''Hocam, annem de çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söyledi. Siz de farkındasınız, elbette..'' Selahattin Pınar çaresiz... Bet sesli oğlanı atsa olmayacak, ekmek parası...
-''Oğlum.. der. Yumurtanın zararı yoktur... İçebilirsin...''
Bir süre sonra oğlan yine aynı konuya girince, dayanamaz rahmetli...
-''Ulan, eşşekoğlu eşek... der. Yumurtada keramet olsaydı, tavuk götü bülbül gibi öterdi!''
*