HANGİ ARA

30 Ağustos mezuniyet gününde teğmenlerimiz hep bir ağızdan "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganları ile mezuniyetlerini kutlayıp taçlandırmak istediler. Bir bayan teğmenimiz dönem birincisi olarak mezun oldu. O muhteşem teğmenin adı Ebru Eroğlu idi. Ödülünü de Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın elinden aldı. Atılan ve gururumuz olan o sloganı paylaşılmasında en ön planda sahne aldı. Buraya kadar her şey çok güzel değil mi?

Aaaaa… O da ne? Aradan bir süre geçti ve atılan sloganlarla birlikte yoğun eleştiriler geldi. Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'da konuya müdahil oldu ve dedi ki: "Herkes gereken cezayı alacak." Ve bundan sonra olaylar çorap söküğü gibi ard arda geldi.

Başta dönem birincisi Ebru Eroğlu ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edildi. Sonra 4 teğmen daha aynı taleple disipline sevk edildi. Hangi ara Atatürk'ü anmak, onun askeri olmak suç oldu. Ben çözemiyorum. Akıl mantık alır gibi değil. Bu ülkenin kurtarıcısının askeri olmak nasıl suç sayılabiliyor. Her ortamda bu sloganı paylaşan milyonlarca Atatürk aşığı insan var. Peki onlara da mı suçlama getireceksiniz? Ne ceza vereceksiniz? Ülkeden mi atacaksınız? Bu nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil.

Bütün Türkiye bu olayın sonucunu dört gözle bekliyor ve sosyal medyada herkes aynı dili kullanıyor. "Teğmenime dokunma" Ne yazık ki teğmenlerimizin bu şekilde suçlanması benimde zoruma gidiyor ve ben de diyorum ki; "Teğmenlerimize dokunmayın."

Büyük öndere siz de saygı duyun.

KAFA BULMAYIN

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek diyor ki; "Vatandaşın vergi yükü çok değil" Bu açıklama gerçekten resmen aklımızla dalga geçmektir. Sende mi ülkenin gerçek sahipleri olan vatandaşa mı gözünü diktin sayın bakan? Belli kartellerin yüz milyonlara varan vergi borcunu sileceksiniz sonra vatandaşla dalga geçerek vergi yüklerini hafif olduğunu söyleyeceksiniz. Pes doğrusu. Ama çok doğal, zira siz Türkiye'de yaşamıyorsunuz. Nereden bileceksiniz ülkede yaşayan vatandaşların aldığı her şeyin yarıdan fazlası vergi.. Düşünün bir araba alıyorsunuz ÖTV'ydi KDV'ydi derken ödediğiniz paranın yarısından fazlası vergi..

Bu sadece bir örnek. Hangi malı alsanız aynı durum söz konusu. Siz neyin dalgasını geçiyorsunuz bakan bey? Düşün yakamızdan artık.

KONSERLER

Son zamanlarda, özel günlerde belediyeler çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Elbette bunun bir bedeli, bir mali yükü olacaktır. Özellikle CHP'li belediyelerin konserler için verdiği paralarla büyük abartılar var. 40 milyon, 60 milyon gibi rakamlar telaffuz ediliyor. Gerçeğin bu olmadığını başkanlar belgeleriyle açıklıyorlar. Ama fırsat kaçar mı? Hemen bu belediyelere soruşturma açılıyor. Bir yolsuzluk varsa tabii ki üstüne gidilsin ve gereği yapılsın. Bu parti ayrımı gözetmeksizin yapılmalı. Suçu olanlar elbette cezalarını çekmelidirler. CHP'li belediyeleri savunduğumu zannetmeyin. Burada bana garip gelen CHP'lilerin savunma modunda kalmaları. Geçmişte AKP'li belediyelerde yaşananları bangır bangır bağırmamaları bana çok tuhaf geliyor. Alın size bir örnek. Ankara Belediyesi Melih Gökçek dönemi... Adam bir park kurdu yanılmıyorsam 8 milyon lira mı yoksa dolar mı tam bilemiyorum harcadı. Bu park hiç kullanılmadan çöpe gitti. Ve hepsi çürümeye terk edildi. Bu sadece bir örnek. Peki bunun hesabını sorulmasını CHP'liler neden gündeme getirmiyor? Hesap sormuyorlar? Anlaşılır gibi değil.

***

Bir de bizim Kırşehir Belediyemiz var. Sanırım başkanımız anlatacağım konuyla ilgili eleştiri almış. Bu seçimlerde belediye meclis adayları arasında baya MHP kökenli insanlar var. İsim vermeye gerek yok. Herkes biliyor. Benim herkesin görüşüne saygım var. Söylemek istediğim CHP'de aday kıtlığımı vardı? Sorun burada. CHP'li il başkanlığı buna neden göz yumdu? Bu da ayrı bir tartışma söz konusu. CHP içinde adam mı kalmadı? Başkan Selahattin Ekicioğlu bunu şöyle savunuyormuş; "Belediyeyi kazanmak için oradan gelecek oylara ihtiyaç var" demiş. İyi güzel de sevgili başkan. İlk seçimlerde bu yola neden başvurmadınız? O zaman oradan gelecek oylara ihtiyaç yokmuydu? Bana sorarsanız ikinci dönemde sayın başkanın buna hiç ihtiyacı yoktu. Neden mi? İlk başkanlığınız dönemde yaptığınız işler sizin yeniden seçilmenize yeter de artardı bile. Açık söyleyeyim, bu düşünce ile kendi tabanınızda bir sürü oy kaybettiniz. Bu sonucu değiştirdi mi? Hayır. Yukarıda belirttim yaptığınız olumlu çalışmalarla buna hiç ihtiyacınız yoktu. Gereksiz yere tabanınızdan oy kaybettiniz.

Sevgiyle kalın...