Türkiye 31 Mart yerel seçimlerinde Kırşehir Belediye Başkanlığını karşısında yer alan ittifak oluşumlarına rağmen yoğun halk desteği ile açık ara kazanarak güven tazeleyen ve Kırşehirli seçmenlerce omuzlarına bir 5 yıl daha şehre hizmet onuru ve sorumluğu yüklenen Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu’nu ziyaret ederek kendisine hayırlı olsun temennilerimi sundum, yeni hizmet döneminde de kendisine başarılar diledim. Kendisine buradan da tekrar ülke ve ilimiz gündemlerine dair önemli istişareler yapmamıza imkân veren samimi sohbetine ve nazik içten ağırlamalarına teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir söz vardır hani, “Makamlar insanlara değil, insanlar makamlara değer kazandırır” diye! İşte Selahattin Başkanı tam da bu sözün vücut bulmuş hali olarak sohbetimizde müşahede ettiğimi ifade etmeliyim. Yiğit namıyla anılır lakin o namı kazanmak da taşımak da her yiğidin harcı değildir. Selahattin Başkan ile sohbet ederken iki şey hemen en ön plana çıkıyor; ilki ona “halkın adamı” namını kazandıran sizden birisi olduğu hissiyatını ortaya koyan samimiyet dolu tevazuu, diğeri ise şehrimize olan sevdasının şehre hizmet etme tutkusu ile yoğrulmuş heyecanı!
Bir yerin belediye başkanı olmak, o yerde yaşayan herkesin yaşam standartlarını, sorunlarını, konforunu üstlenmektir. Yani belediye başkanlığının özü o şehre hükümranı olmak değildir; aşk ile hizmetkâr olabilmektir. Malum, çoğumuz o koltuklara oturunca “küçük dağları ben yarattım” edasıyla yürüyen nice insanları da tanıdık. Koltuğa oturmayı kendi kerameti sanıp oy aldığı insanları küçük gören, tepeden bakan nice makam delilerinin elbette en nihayetinde hor gördüğü insanların yine oyları ile tepetaklak tarihin tozlu sayfalarına yuvarlanıp gittiklerine de defaten şahit olduk.
Selahattin Ekicioğlu’nun bu olumsuz vasıflardan uzak karakterde biri olması değil miydi zaten seçimlerde sağcısından, solcusundan, dindarından, laikinden, velhasıl her kesimden halkımızdan destek alması! Her zaman halkın içindeydi, hatta çok ciddi bir sağlık problemi yaşadığında, tıbbi tavsiye olarak insanlar ile temasında yoğun özen göstermesi istenildiğinde bile herkesle sarmaş dolaş olduğunu ve sağlığını riske attığını da görmüştüm. Bu önemliydi benim için, zira bazı partilerin belediye başkan adaylarının halka tokalaştıktan sonra hemen ellerini silmesine de şahit olmuştuk seçim süreçlerinde. Hatta son seçimde bir rakibinin sanayi esnafları ile tokalaştıktan sonra hemen ellerini silme telaşına girdiğine dair söylentiler seçim döneminde sokaklarda biraz da öfkeyle eleştirilmişti biliyorsunuz.
Kırşehir seçimlerine, en güçlü rakip adayının aksine ittifaksız girdi Sayın Ekicioğlu ve hakikaten umulanın da üzerinde çok oy alarak AKP ve MHP ittifakını açık ara geçti. Bunu açıkça ifade ediyorum, zira bu bir partiler yarışı değildi; Selahattin Başkanın Kırşehir halkının her kesiminden, her ideolojisinden, her partilisinden insanlarının desteğini almış olmasının neticesinde kazanılmış bir zaferdi. Kırşehir’i ağır bir borç yükünün altında ezilirken, devir almıştı. Hani AKP iktidar ve belediyelerinin ülke genelinde ellerinde olan her yerleri borç ve israf ile çökertmeleri neticesinde çökme noktasına gelen ekonomiyi bugün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in tasarruf tedbirleri ile kurtarmaya çalışmasının bir ayağı da Kırşehir Belediyesi’nin önceki AKP Belediyesi döneminde iflasın eşiğine gelmiş olmasıydı. İşte bu noktada Selahattin Başkan “Ben borçluyum, ne yapabilirim ki!” demedi; hem AKP’nin devir ettiği milyonlarca lira borçları ödedi, hem de Kırşehir halkına önceki yazılarımda detaylıca saydığım nice hizmetleri yaptı. Kırşehir küçük bir il, tüm bunlar elbette herkesçe görüldü ve takdir edildi.
Selahattin Başkan halkın sevgi ve takdirini kazanırken rakip partiler ve troller ise sadece karalama yaparak bunun önüne geçebileceğine inandı. MHP teşkilatının kendi ülkücü tabanının bile sevgisini, saygısını kaybetmiş olmasının AKP’ye seçimi kaybettireceğini zaten aylarca önceden yazmıştım. MHP merkez il genel oylarında köyler dâhil sadece 6 bin civarı, köyler olmadan 4 bin civarı oy almış olması kelimenin tam manasıyla rezalet ve felaket olarak tarihe geçti. Genel merkezin böylesi hazin bir başarısızlık sonrası MHP Kırşehir teşkilatını derhal görevden almaması ülkücü camianın MHP genel merkezini de daha çok tartışmasına neden olmuştur. Hadi genel merkezi bırakın, MHP teşkilatının “ben Kırşehir’de dip yaptım, ülkücünün yüzüne nasıl bakarım” demeden, hele ki ülkücü camianın istifa edin çağrılarına dahi seçimden bu yana kulak tıkamaları ülkücü taban tarafından her yerde, teşkilatı yönetenlerin maalesef dava sevdası değil de koltuk sevdası derdinde oldukları yönünde değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu da artık kaybedecek tek damla kanı bile kalmayacak kadar küçülen MHP’yi ilimizde ölüm döşeğine yatırmaktadır. Ülkücü camiadan hemen herkesten aldığım intiba odur ki Kırşehir tarihinde neredeyse bugüne kadar ki alınmış en felaket seçim sonuçları nedeniyle genel merkez görevden alması beklenilmeden MHP teşkilatından halen onurlu bir istifa beklenmektedir.
Selahattin Ekicioğlu neticede karşısındaki ittifaklara rağmen kazanmıştır. Zira karşısındaki “parti yöneticilerinin ittifakları” onların tabanlarını bağlamamış, rakip partilerin tabanları Selahattin Ekicioğlu’nun arkasında spontane olarak (kendiliğinden) halk ittifakı kurmuşlardı. Ancak gerek daha önceki yazılarımda, gerekse de yukarıdaki ifadelerimde belirtmeye çalıştığım gibi bu başarı tesadüf değildir, hak edilmiş bir zaferdir.
Bundan sonrası için de halkımız tarafından Selahattin Başkanın omuzlarına ağır sorumluluklar yüklenilmiştir. Kırşehir halkı ikinci hizmet döneminde daha da çok hizmet bekleyecektir. Seçimi kaybeden partiler ise elbet muhalefet görevlerini yerine getirecekler, hizmetlerde açık arayacak ve demokrasinin bir gereği olarak da eleştireceklerdir. Bu halkımıza daha iyi hizmet sunabilmeleri için makam sahiplerince demokratik bir lütuf olarak görülmelidir. Ancak demokrasi kültürü gelişmemiş medeniyetler de yapıcı eleştiri yapmak yerine maalesef çamur atarak, hatta iftira atarak yıpratma ile uğraşanlar da olabilmektedir. Maalesef tek tük de olsalar ilimizde de bazı sanal medya organları tarafından Selahattin Başkana çamur atarak bir şey elde edeceğini zanneden kimi iktidar yanlısı, menfaat çevrelerinin de olduklarını görüyoruz. Bu kesimlerin bırakın Selahattin Başkanı yıpratmalarını, onlar çamur attıkça hakikati daha da net görebilen halkımız nazarında Sayın Ekicioğlu’nu daha da güçlendirmekteler.
Kırşehir halkı zekidir, Kırşehir halkı çalışkandır, Kırşehir halkı demokrasiyi özümsemiş derin ve köklü bir geleneğe ve tarihe sahiptir. Selahattin Başkan ile kendisine sürekli çamur atmaya çalışan trolleri ve iktidar yancılarını konuşurken, aldığım intiba şuydu; troller ne yaparlarsa yapsınlar umurunda değil, arkasındaki güçlü Kırşehir halkının desteğini iliklerinde hissediyor ve önüne bakıyor, sadece halkımıza yapacağı hizmetlere aşk ile odaklanıyordu. Bu duruşu takdire şayandı, etkilenmemek mümkün değildi; o halde yolunuz açık olsun Selahattin Ekicioğlu! Rabbim tüm hizmetlerinizde muvaffakiyetler versin! Zira sizin bu aşk ile hizmetinizden Kırşehir halkı yararlanacak, Kırşehir halkı kazanacak!
Av. Bülent DEMİRBAŞ
Siyaset Bilimi Uzmanı