Yüz çizgilerinin hafif hareketiyle sevinçli bir durumu anlatmak. Hafifçe gülmek, güler gibi olmak anlamında kullanılır.
"Gülümsemek yara bandı gibidir.
Yarayı kapatır ama, acıyı dindirmez."
İnsanlar zor durumda düzlüğe çıkınca, sizinle çıktığı yokuşu unutur. Düzlüğün üzerinde size tepeden bakarak hafif bıyığa güler.
Karamsarlık içerisindesiniz. Hani birileri hatırımızı sorsun, dertlerimizi dinlesin diye bir selam beklersiniz. Selam kimden olursa olsun dersiniz.
Birde bakarsınız beklemediğiniz ve hiç hoşlanmadığınız bir kimseden selam gelir. Hafifçe güler bu selamın sebebini araştırırsınız.
Bir vatandaşa işiniz düşer, işinizi yaptırmak istersiniz size ağız kavafı yaparak kırk dereden su getirir. Öfkenizi zor kontrol edersiniz cinleriniz tepenize çıkar yine yüzünüzü gerip, dudağınızı sarkıtarak kafa sallar gülümsersiniz.
"Çok gülen, heybetini kaybeder."
Olur olmaz yerde bilinçsizce ölçüsüz bir şekilde güler veya gülümserseniz, insanların yanında itibarınız azalır, küçük düşersiniz.
Gülümseyerek duruşunu hiç bozmayacaksın ki, sen alemi değil de, alem seni seyredecek.
Gülümsemek bir terbiye biçimidir. Ailemizden, arkadaşlarımızdan, dostlarımızdan gülümsemenin nasıl olduğunu öğreniriz. Bazen hal ve hareketlerinize manalı manalı bakıp gülümserler, bazen, giysilerimize bakarak beğenmediklerini anlatmak için kıs kıs gülümserler. Ertelenen umutlar hayal kırıklığı yaratır. Bazen bildiğin ve istediğin gibi gibi davranarak hiç kimseyi umursamaz gülümsersin.
Dikenli dille gönül okşanmaz. Konuşurken gülümseyerek konuşacaksın. Her zaman merhametli ve güler yüzlü olacaksın. Merhametsiz olan herkes kaybeder. Her gün bir şeyini, bir gün her şeyini.
Gülümsemek kusur gören gözü kapatır, güzellik gören gözü açar.. Gülümsemek, bir isteği yeteri kadar karşılamış gibi olur. En büyük servet nedir bilir misiniz? Gülen bir arkadaş, kendini iyi hissettiren dost ve bedenindeki sağlıktır.
Gülümsemek, çölde açan papatya gibidir. İnsanı kalbinin en derin noktasından vurur. Bazı güllerin dikeni görünmez. Canın acıdıktan sonra anlarsın. Gülümsemeyen insanların içi sıkıntılarla doludur. Bir gün aniden patlarlar.
Yaşınız ilerledikçe gülümsemeyi unutuyorsunuz. Gelene de, gidene de olur öyle deyip olayları geçiştiriyorsunuz.
Dostlarım ! Dönüp arkanıza bakın. "Gitmez" dediğiniz kaç kişi var yanınızda?
Somurtarak, kalp kırarak, insanları inciterek bir yere varamazsınız. İnsanlara göz belerterek, diş gıcırtadarak değil, hafif tebessüm ederek güler yüz göstereceksiniz.
Öfkenin öncesi delilik, sonu pişmanlıktır. Bakacağın yüze, utanacağın söz söylemeyeceksin.
Evinize girip çıkarken, iş yerinize geldiğiniz zaman her zaman güler yüzlü olun ve gülümseyin. O zaman işe daima önde başlarsınız. Kırıcı, yıpratıcı olmamalı. İnsanlara yüksekten bakmamalı.
Sözün özü ;
"İnsanı olgunlaştıran,
Yaşı değil, yaşadıklarıdır."
Başkasının gözünde değil, kendi özünde güzel olmalı insan. Bir küçücük gülümseme bütün sıkıntılarımızı giderecektir. Bu sebeple gülümseyin. Kendinizle mutluysanız kimseyle derdiniz olmaz.
Sürekli güler yüzlü olmanız dileğiyle hepinize saygı, sevgi, hürmet ve muhabbetlerimi arz ediyorum. Yarınlarınız geçen günlerinizden daha güzel olsun. Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın.