DÜĞÜN İÇİN HER GÜN BİLET ALDI

Kıymetli okurlarım,

Bu makalemde sizlere geçen bir çay ocağında sohbet ederken, bizzat kendisinden dinlediğim Mecitözü ilçesinden bir beyefendinin 40-50 sene önce yaşadığı düğün ve akabinde işe girme hikâyesini anlatacağım. Özellikle gençlerin ders alabileceği bir hayat hikâyesi diye düşünüyorum.

Anne babanın ısrarı ile genç yaşta nişanlanır. Para biriktirmek ve akabinde düğününü yapmak için otobüste muavinlik yapmaya başlar. Ama malum ki, bu para ile düğün yapılamaz. Çünkü kazandığı bir şekilde birikmeden kayboluyor. Bunun için kısa yoldan çok para kazanmak ve düğününü yapmak adına her gün Milli Piyango bileti almaya başlar. Bir ay, iki ay üç ay, beş ay derken hep boştur. Bir türlü para vurmaz. Canı sıkılmaya başlar. Hatta gidip anne babasına ‘’başıma birde nişanlılık bağladınız, para yok. Hadi düğün yapsak birde sonrası var. Ben bu kızı bırakacağım’’ demeyi düşünür.

Otobüste muavinlik yaparken en arkada tek oturmak yerine yalnız oturan yolcuya çay ikram edip sohbet etmeyi sever. Yaşlı amca arka koltukta tek oturmaktadır. İki bardak çay yapıp yanına oturur. Başlarlar sohbete. Sonra nişanlı olduğunu, düğün yapmaya para bulmak için her gün bilet aldığını ama hala para çıkmadığını anlatınca, yaşlı amca:

-          Evlat, haramdan ihya olan görülmemiştir. Görünür gibi olsa da sunidir. Uçar gider. Evinizde baca var mı?

-          Var

-          Aşağıdan yukarıya bakınca ne görürüz?

-          Duvarlarında simsiyah kurum, zift ve üstü açık.

-          Senin aldığın biletlerden gelecek parada -ziftli bacadan duman gibi uçar gider- aynıdır. Bundan vazgeç. Allah düğün yapana, ev alana mutlaka yardım eder. Yeter ki sen yoluna koş ama sakın ümidini kesme. Çünkü ümit Müslümanın silahıdır.

Nur yüzlü sakallı amcadan bu cümleleri duyunca delikanlı biraz rahatlamış, çay kahve ikramını çoğaltmıştır. Amcanın elini öperek ineceği yerde indirir.

Bu nasihatler üzerine milli piyango bileti almayı bırakır. Harcamalarına biraz daha dikkat eder. Ama o da ne bir ay, iki ay, beş ay aradan geçer. Hiçbir yerden para falan geldiği yok. Morali bozulur. Anne babasına kızıp nişanı bozmak, düğün masraflarından kurtulmak niyetiyle köye gider. Durumu anne babasına anlatır. Annesi ‘’Oğlum hadi dayınlara gidelim. O akıllı adam. Nişanı yaparken de zaten o önümüze düşmüştü’’ der. Kalkıp giderler.

Dayısının avluda semaver fokur fokur kaynıyor. Şık giyimli boylu poslu, fötr şapkası camın önünde duran yabancı bir misafirleri var. Sofraya buyur edilirler. Tanışma ve biraz sohbetten sonra annesi oğlunun düğün masrafından dolayı nişanı bozmak istediğini söyler. Adam sessizce konuşulanları biraz daha dinler. Sonra;

 - Size düğün için ne kadar para lazım?

 - 20 bin lira

                   - Ben yarın Almanya’ya gidiyorum. Para on gün sonra hesabınızda olur. Davulu çaldırmaya başlayabilirsiniz.

                   - Peki, bu kadar parayı sana geri nasıl ödeyeceğiz?

                   - Ben seneye izine gelince elinize ne geçerse verin, kalanını bir sonraki sene verirsiniz.

                   - İçinden (Allah! Allah!) adam gerçekten mi diyor acaba.

           ‘’Allah razı olsun. Bizi büyük bir sıkıntıdan kurtardın’’ diye teşekkür ederler. Yine de tereddütle başlarlar beklemeye. On gün sonra hesaba para gelir. Lakin bu arada anne az demiştir biraz daha ihtiyaç vardır. Delikanlı, çalıştığı patrona düğün için biraz daha para ihtiyacı olduğundan işten ayrılacağını ve başka işe bakacağını söyler. Patron ‘’ayrılma, al sana beş bin TL eksiğine kullan’’ der.  Bu arada çay ocağında otururken, Ankara’dan otobüsle malzemesini getirdiği esnaf durumu öğrenir. ‘’Bu delikanlının başı yumuşak bizim çok işimize yaradı. Düğün için beş bin TL de ben veriyorum’’ der. Bunu duyunca köye haber salar ‘’başlasın davul çalmaya, para sebil’’ der. Ve düğün olur. Allah huzurunu daim etsin…

Yine muavin olmasına rağmen -maharetlidir- İzmir’den Çorum’a gelirken sisli havada otobüsü kullanır. Araçta yolcu olarak bulunan boylu poslu bir vatandaşın dikkatini çeker. Ön tarafa gelir. ‘’Evlat hızlı gitmiyor musun?’’ deyince ‘’Hayır efendim, ben sol çizgiyi ve öndeki aracın ışıklarını takip ediyorum’’ der. Sonra biraz daha -adın ne, otobüs senin mi, niye devlet işine girmedin, buradan ne kadar alıyorsun?’’ türü soru sorar. Delikanlı ‘’Hayır şoförüm, gariban bir ailenin çocuğuyum, torpilim yok işe giremedim’’ deyince, ‘’Evlat, adliyeye şoför alınacak, yarın son gün. Müracaat et emi’’ der. Arkada yerine geçer.

 Delikanlı ertesi günü sevinçle işlemleri tamamlar, adliyeye müracaata gider ama adamın adını, kim olduğunu sormamıştır. Odalara uzaktan bakarken, ‘’kimi arıyorsun?’’ deyince, şoför olarak müracaat edeceğini söyler. ‘’Önce git üst kattaki Savcı Beye imzalat’’ derler. Gider kapıyı çalar, bakar ki otobüsteki beyefendi. Kapısında Başsavcı yazıyor. Hemen tanır. ‘’Evlat, hoş geldin’’ deyip ilgilenir. Ve ‘’seni makam şoförü olarak alacağım'' der. Ve sınavı kazanır. Sonra mı, patron aklını tekrar çeler. ‘’Bırak devlet işini seni otobüse ortak yapalım, kazandıkça verirsin’’ der. Adliye de ki hakkı ölür. Sonuç mu? Bugün yarın derken otobüse de ortak yapılmaz.

 ‘’İster kader de, istersen nasip de // İlla tecrübe… İlla tecrübe’’

Kıymetli okurlarım,

İşini sevmek, dürüst olmak, insanlara karşı kibar davranmak daima artıdır. Nerede ne zaman hangi işimizin rast geleceğine katkı sağladığı belli olmaz. Bunun örnekleri çoktur. Bu örnekte bunlardan bir tanesidir.

Geçen yıl bu zamanlar oğlumun düğünü yapmaya hazırlanırken ihtiyaçtan dolayı emeklilik dilekçesi vermiştim. Hatta onayı bile çıkmıştı. Çünkü elde avuçta birikinti yoktu. Düğün yapmakta kolay değildi. Sonra şube müdürü Arslan Arslan Beyin ve Vali Mustafa Çiftçi Beyin önerileri ile dilekçemi geri çektim. Ama düğünü bir şekilde hallettik. Kalan borcu ödemek için iki üç yıl gibi zaman hesabı yapıyordum. Elhamdülillah inanın bende anlamadım baktım bir yılda borçlar bitmiş. Rabbime hamdüsenalar olsun. Kızımın düğününde de yine buna benzer durum yaşadım.

TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve –hikâyeden şiire sızan- Susamak, Depremle Yaşamak ve Kazalar Geliyorum Demez kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. 536 5681141 No.lu telefondan iletişime geçerek,  (tanesi 150 TL) benden imzalı olarak temin edebilirsiniz.