DOÇ.DR.OSMAN NURİ KOÇTÜRK

Ülkemiz üzerindeki gıda emperyalizmini ilk fark eden ve bu olumsuzluğa karşı savaş açan kişi, Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk (askeri veteriner hekim.) yarım asır önce global gıda sanayinin komplosunu görmüş ve neredeyse bunlara karşı tek başına mücadele etmiştir.

Mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz.

CIA’in hedefi, gerçek ve yılmaz bir vatansever: Tarhana Osman.

Büyük yalanlara karşı mücadele vermiş bir isim… Okyanus Ötesi'nden pompalanan gıda üretimi ve beslenmeyle ilgili ezberleri bozan bir akademisyen…

O yıllarda gıda yönünden kendi kendine yeten ender ülkelerden olan Türkiye'nin, yanlış tarım politikalarıyla ithal tarım pazarı haline getirileceğini ilk kaleme alan bir yazar…

Kimyasal yiyeceklerin insan sağlığını nasıl perişan ettiğini yazdığında kara listelere alınan bir beslenme uzmanı… Ülkesinde dışlanan, aç bırakılan, suikaste uğrayan vatansever bir aydının portresi…

Parasını veriyorduk…

Ama “yardım” diyorlardı…

Süt tozundan bahsediyorum.

İlkokullarda dağıtılan un ve süt tozu gibi gıda torbalarının üzerinde görülen toka yapan eller figürüyle, çocuklara Amerika'yı ne kadar sevdiğimizi anlatan şarkılar söyletiliyordu...

Oyunu bir kişi bozdu Doç.Dr.Osman Nuri Koçtürk…

İlk isyanı, kendi ülkesinin sütü yerine, ABD'nin gönderdiği üretim artığı süt tozlarının dağıtımına karşı çıkması oldu...

Ülkesinin özkaynaklarının baltalanacağını, kendi ülke insanının bu şekilde başka bir ülkenin eline bakacağını ve karnını bu şekilde doyurmaya mecbur tutulacağını öngördü...

Üretim artığı, kendi pazarlarında tüketilemeyecek kadar kalitesiz olan etler, süt tozları ve tereyağlar, Türkiye'de tüketilmiş ve Amerika kendi ülkesinde para etmeyen maddelerini bizim sırtımızdan paraya çevirmişti...

İthal edilen ürünler kalite kontrolleri bile doğru düzgün yapılmadan halka satıldı...

Gerçekleri her yerde söyleyip yazan Doç.Dr.Osman Nuri Koçtürk, süt tozu, içerisinde kanser yapabilen aflatoksin mantarını ortaya çıkardı ve yıllar sonra yasaklanmasını sağladı...

Soya fasulyesi olarak anılan soya, baklagiller familyasından bir toprak ürünü. M.Ö. 2838'de Çin İmparatoru Shen Nung, soya fasulyesinden 300 kadar ilaç ve şifa verici madde üretti. Asırlarca Doğu'nun beslenmesinde önemli rolü olan soya fasulyesi 19. yüzyılda Amerikalı araştırmacıların dikkatini çekti ve ABD'de üretilmeye başlandı...

Ve sonra Amerika ekonomisinin en önemli dayanağı haline geldi ve soya endüstrisi kuruldu...

1960 başında ABD soya fasulyesi üretiminde dünya birincisi oldu ve soya ürünleri fazlalığına pazar açma çabası içine girdi. Ne yaptığını artık tahmin ediyorsunuz; Türkiye'nin soya ekimine karşı çıktı ve Türkiye'ye soya yağı ihraç etti!

Tabii ki ithal soya yağı ayrıca margarin olarak evlere girdi...

Osman Nuri Koçtürk'ün ikinci isyanı, ABD'nin dayattığı soyaya oldu.

Çünkü…

ABD, süt tozunda olduğu gibi yine “yardım” adı altında Türkiye'ye çok ucuza soya yağı satınca yerli tereyağı-zeytinyağı pazarı zarara uğradı.

Tüketilen sert yağın miktarı, sıvı yağa göre yükseldikçe kalp ve damar hastalıklarına neden oluyordu. Hidrojenlenmiş yağların kullanılmasıyla ortaya çıkan bu sağlık sorunları sonucunda ABD'de, tüketimde büyük azalmalar olmuştu. Amerikalılar, İtalya, Fransa gibi likid yağ kullanmaya başladı...

Osman Nuri Koçtürk, soya yağına karşı özellikle radyo yayınlarıyla halkı uyandırdı. Bu arada sürekli halka tarhana yemeyi öğütlediği için adı, “Tarhana Osman”a çıktı ..

Fakat… Margarinlere karşı zeytinyağını savunmasının ardından önce radyo yayınlarına son verildi. Ve Konya'ya yaptığı bir gezi sırasında saldırıya uğradı; öldürülmek istendi; saldırıdan şans eseri kurtuldu...

Soya yağı konusunda yaptığı araştırmalar sonucunda gösterdiği haklı tepkiler üzerine 1962'de Amerikan Soya Birliği davetlisi olarak katıldığı bir ABD gezisinde Osman Nuri Koçtürk'ün fikirleri değiştirilmeye çalışıldı.

Kendisine yapılan baskılara kayıtsız kalınca da, ölüm tehditlerine kadar varan tepkilerle karşılaştı.

Hiç geri adım atmadı Ölümüne zeytinyağını savunmaya devam etti…

Norman E. Borlaug “Yeşil Devrim”in babasıydı…

Nobel Ödülü sahibiydi.

Rockefeller Vakfı ile birlikte Buğday Geliştirme Programı'yla Meksikalılara tarım öğretti!

Doç.Dr. Osman Nuri Koçtürk'ün üçüncü isyanı, Meksika‘nın Sonora bölgesinde yetişen, hibrit tohumlu “Sonora buğdayı”nın Türkiye'ye getirilmesine oldu. İlk getirenler Tarsuslu Eliyeşil Ailesi oldu.

Devlet Planlama'da çalışan Turgut-Korkut Özal kardeşler Tarsus'a giderek ekimi yerinde gördüler...

Türkiye tarım ülkesiydi ama henüz “modern teknolojilerle” pek tanışmamıştı; mekanizasyon, kimyasal gübreler, hibrit tohumlar vs. bilinmiyordu...

Kağıt üzerinde her şey iyi gözüküyordu; ABD, “Yeşil Devrim” projesi ile çeşitli hastalıklara karşı direnç kazandırılan dayanıklı tohumları gübreler ve ilaçlarla birlikte gelişmekte olan ülkelerin buğday ihtiyacını giderecekti!

Buğday çeşitleri Pitic 62, Penjamo 62, Sonora 64, Lerma-rojo 64, Siete Cerros, Super X dünyaya dağıtıldı...

Doç.Dr. Osman Nuri Koçtürk, bunun büyük bir yalan olduğunu; bu buğdayların toprak ve insan sağlığını tehlikeye soktuğunu söyledi...

Türkiye'nin bu tür maceralara girmesiyle tarımının yok edileceğini yazdı...

Türkiye'nin beslenme sorunlarını ilk ele alan Koçtürk elbette sadece Türkiye değil, dünya gıda tarihinde de araştırmalar yaptı.

Koçtürk yaşamı boyunca; işçi sağlığı açısından yanlış ve eksik beslenmenin sonuçlarını inceleyip, koruyucu hekimliğin önemini anlattı.

SSK'nın ilaç fabrikası kurmasını, asgari ücretin belirlenmesinde işçi ailelerinin beslenme ihtiyaçlarını karşılabileceği kadar olması

gerektiğini savundu...

1966'da Tabii Senatör Haydar Tunçkanat tarafından açıklanan ve basında “Türkiye'de Nötralize Listesi­” olarak adlandıran CIA raporunda, Türkiye'de pasifize edilmesi gereken isimler arasında gösterildi ve istenmeyen adam ilan edildi...

12 Eylül darbesinden sonra kötü günler yaşadı; bir süre gözaltında tutuldu. İşkence gördü. Serbest bırakılmasının ardından içe dönük bir hayatı yaşamayı tercih etti...

4 Ni­san 1994…

Yurtse­ver Türk aydını Osman Nuri Koçtürk Ankara'da vefat etti..

Allah gani gani rahmet eylesin.

NOT:

Doç.Dr. Mayıs-1968’de CHP’nin Ankara Belediye Başkanı Adayı GES-İŞ Sendikası Genel Başkanı Osman Soğukpınar idi.

Soğukpınar’a destek amacıyla Ankara’nın Gülveren Mahallesine seçim propagandası için gelen Soğukpınar’dan “ CELAL BAYAR’IN İLKOKUL MEZUNU DAHİ OLMADIĞINI”duymuştum.

1978 yılında 3’üncü Cumhurbaşkanımız merhum Celal Bayar’ı konutunda ziyaret etmiş ve Doç.Dr. Koçtürk’ün iddiasını nazik bir dille sormuştum.

Soruma merhum Bayar aynen “ EVLADIM BEN HUSUSİ EĞİTİM ALDIM” diye cevap vermiş ve bu vesileyle Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk’ün iddiasını doğrulamış oldu.

Yüksek bilgilerine.

Vahit Özdemir