Gündem

Dışişleri Bakanı Fidan, müstakil siber güvenlik teşkilatının hükümetin gündeminde olduğunu bildirdi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Müstakil bir siber güvenlik teşkilatı kurulması hükümetimizin gündemine getirildi. Cumhurbaşkanımız bunun artık olması gerektiğine dair bir irade koydular.” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin "savaşın başından itibaren" İsrail'in stratejisine yönelik bir gerçeklik gördüğüne işaret ederek, "İsrail, ilk önce Gazze'yle ilgili hesaplarını bir görecek; ondan sonra Lübnan'a bu işi kaydıracak diye. (Lübnan'daki saldırılar) Şimdi adım adım Lübnan'a doğru tırmandırmaya başladığını görüyoruz. Tabii son 2 gündür olan patlamalar elektronik cihazlarla ilgili, bunlar tabii istihbarat literatüründe 'Fırsat Operasyonu' diye nitelendirilen operasyonlar." dedi.
İsrail'in Hizbullah'ın yapacağı satın almaları teknik ve insani istihbarat kaynaklarıyla önceden öğrendiği tespitini yapan Fidan, daha sonra şirketlere nüfuz etmesiyle Lübnan'daki durumun ortaya çıktığını kaydetti.
Fidan, bu tarz saldırıların yeni bir konsept olmadığını ve bu yöntemi istihbarat örgütlerinin çok sık kullandığını belirterek "(Lübnan'daki saldırılar) Burada tabii bir farklılık var. Bu büyük bir çapta, bu büyük bir çapta kullanılıyor. Bu tabii büyük bir çapta olunca çok; binlerce insanı etkileyen bir operasyon." diye konuştu.
Saldırıların ilk gününde Lübnan Başbakanı'nı aradığını hatırlatan Fidan, geçmiş olsun dileklerini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ilettiğini ayrıca Türkiye'nin her türlü tıbbi desteğe hazır olduğunu vurguladı.
Bakan Fidan, bölgedeki tırmanmanın endişe verici olduğunun altını çizerek, "İsrail'in yürüttüğü bu operasyonların giderek daha büyük provokatif bir şekle dönüşmesi ve karşılığında da artık Hizbullah'ın, İran'ın ve diğer onlara yakın unsurların artık cevap verme dışında da bir seçenekle karşı karşıya kalmamaları gibi bir noktaya geldik artık." ifadelerini kullandı.
Siber güvenlik konusunda Türkiye'deki kurumlarda büyük bir farkındalık olduğunu aktaran Fidan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bünyesinde bir genel müdürlük olduğunu söyledi.
Fidan, MİT ve Emniyet Teşkilatı'nın da bu konuda etkili olduğuna değinerek, “Müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu hükümetimizin de gündemine getirildi.” dedi.
Bakan Fidan ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bunun olması yönünde irade koyduğunu ve çok yakında hayata geçeceğine işaret etti.
"(İki devletli çözüm konusunda) uluslararası toplumda büyük bir bilinç oluştu"
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Arap Ligi ülkelerinin oluşturduğu temas grubunun faaliyetleri olduğunu hatırlatan Fidan, bu faaliyetlerin zaman zaman kamuoyuyla da paylaşıldığını kaydetti.
Fidan, "Özellikle Filistin meselesinin unutulmuş tanımını, unutulmuş boyutlarını yeniden gündeme taşımada ve Filistin meselesine nasıl yaklaşacağını tekrar önceliklendirmede çok muazzam bir rol oynadı." dedi.
Gazze'de devam eden bir "katliam" ve "soykırım" olduğunu vurgulayan Fidan, bunun durdurulması için elinden gelenin yapılması gerektiğini vurguladı.
Fidan, bir taraftan bunun engellenmeye çalışıldığını öte yandan da Filistin meselesinin tekrar etmemesi için iki devletli çözüm konusunda çaba sarfedildiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler (BM) kabul eden karar tasarısına atıfta bulunan Fidan, daha önce de BM'nin hem Filistin'i devlet olarak tanımasıyla ilgili 150'den fazla ülkenin kabul ettiği bir karar tasarısı olduğunu hatırlattı.
Bakan Fidan, "Şimdi de 124 tane üyenin uluslararası adalet divanının aldığı İsrail'in işgal ettiği topraklardan bir yıl içerisinde çekilmelidir. Kararını onaylayan bir genel kurul kararıyla karşı karşıyayız." diye konuştu.
Filistin Devleti'nin unutulduğunu ancak iki devletli çözümün tekrar gündeme taşınmasının iyi olduğunu ifade eden Fidan, şunları kaydetti:
"Bu noktada uluslararası toplumda gerçekten çok büyük bir bilinç oluştu. Artık uluslararası toplum şu gerçeği teslim ediyor ve arkasında duruyor. İsrail'e nasıl devlet veriliyorsa Filistinlilere devlet vermesi lazım. İsrailliler nasıl egemenlik ve güvenlik peşinde ise Filistinlilere egemenlik ve güvenlik peşinde olmalı.
Bunun ikisinin olmadığı bir yerde birisinin egemen güvenlik için her şeyi yaptığı bir yerde, diğerinin ise edilgen baskıya uğrayan, köleleştirilmiş bir toplum olması meselesine artık kimse kabul etmiyor, almıyor da ama bunu sürekli yüksek bir sesle vurgulamak, anlatmakla mücadelesini vermek gerekiyor."
Böyle bir meşruiyet alanı olduğunu ifade eden Fidan, "Diğer taraftan da Netanyahu'nun Batı desteğiyle yürüttüğü bölgede, 20. Yüzyılın başlarında başlatılmış, Filistin topraklarını tamamıyla çalma projesinin son nihayete erdirilmesi projesi de bir taraftan devam ediyor." diye konuştu.
Gazze'de "katliam ve soykırımın" devam ettiğini yineleyen Bakan Fidan, Lübnan'a yönelik tehditlerin devam ettiğini, İran'ın devreye girmesiyle daha büyük bir savaşın çıkması gerçeği ile de karşı karşıya kalındığını vurguladı.
Fidan, bu risklerin halihazırda mevcut olduğuna işaret ederek, riskin azaltılıp çözümü daha da öne çıkarmayla ilgili neler yapılabileceği üzerinde sürekli çalışıldığını kaydetti.
Bakan Fidan, riskin bölgesel savaş da başlayıp neredeyse küresel savaşa erişme potansiyeli taşıdığını aktararak, dün yaptığı Ürdün ziyaretinde, Ürdün'ün de Batı Şeria'da olan olaylardan dolayı askeri alarm seviyesine gelmiş durumda olduğunu kaydetti.
Bakan Fidan, "Çünkü artık orada olacak Israil oldu bitkisine sessiz kalmayacağını, Ürdünlüler artık hem dostlarına hem uluslararası muhataplarına iletiyorlar. Bu alarm verici bir şey, bizim şu anda Lübnan'ı düşünürken, içine alacak Mısır'ı da içine alacak bölgenin tamamını içine alacak bir savaş riski her zaman için mevcut ve Netanyahu bunu durdur yani bunu ilerletmeye kararlı." dedi.