17 Ağustos 1999’da meydana gelen ve Türkiye’nin en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe geçen Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümü dolayısıyla Kırşehir’de anlamlı bir anma programı düzenlendi. Kırşehir İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen programa; Kızılay, İHA, Nezir Derneği, MEPAKOP ve Krakter Derneği temsilcilerinin yanı sıra AFAD gönüllüleri, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programda yapılan konuşmalarda, 17 Ağustos depreminin Türkiye için bir dönüm noktası olduğu vurgulandı. Katılımcılar, video ve fotoğraf gösterimleri eşliğinde depremin yarattığı büyük yıkımı yeniden hatırlarken, “Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın” sözleriyle duygularını dile getirdi.
Afet yönetiminde dönüşümün başlangıcı
Yetkililer, 1999 depremiyle birlikte Türkiye’de afet yönetiminde ciddi eksikliklerin ortaya çıktığını belirtti. O dönemde yalnızca devlet eliyle yürütülen müdahale çalışmalarının yetersiz kaldığına dikkat çekildi. Deprem sonrası süreçte gönüllülerin, sivil toplum kuruluşlarının ve arama kurtarma ekiplerinin öneminin daha iyi anlaşıldığı ifade edildi.
AKUT başta olmak üzere birçok arama kurtarma derneğinin o yıllarda kurulmasının, afetlere hazırlık açısından önemli bir gelişme olduğu vurgulandı. Ayrıca sadece arama kurtarma değil; psikososyal destek, barınma ve insani yardım alanlarında da yeni yapılanmaların ortaya çıktığı hatırlatıldı.
1999 depreminden sonra en köklü değişimin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’nın kurulması olduğu dile getirildi. Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) ve İl Risk Azaltma Planları (İRAP) gibi çalışmalarla risk odaklı afet yönetimine geçildiği, koordinasyon eksikliklerinin büyük ölçüde giderildiği belirtildi.
İlk 72 saat hayati önem taşıyor
Konuşmalarda afetlerde ilk 72 saatin kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. Arama kurtarma çalışmalarının ardından beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçların hızla karşılanmasının, afet yönetiminin başarısında belirleyici olduğu ifade edildi.
Programın sonunda, 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlere de değinildi. Bu büyük felaketin, afet yönetiminde koordinasyonun ve gönüllülüğün ne denli hayati olduğunu bir kez daha gösterdiği belirtildi.
