Yolunda gitmeyen.
Alenen, gözlerimiz önünde; toplumun tüm yaşam haklarının elinden alındığı bir şeyler.
Yok sayan, ayrıştıran, yoksullaştıran, sömüren bi’ dolu şey.
Kayıran, ayıran, hiç adil olmayan rant ve çıkarları örtbas eden.
Elimizden avucumuzdan ne var yoksa alınan.
Geleceğimizi kıyıma uğratanların acımadan ömrümüzü baltaladıkları.
***
Birileri var.
Allah’tan korkan siyasal İslâmcısı (!)
Mustafa Kemal ilkelerinden utanan demokratı (!)
Her terör gelişmesinde sinir uçlarını sivrilten milliyetçisi (!)
Bir de bunların ‘padişahım çok yaşa’ diye höyküren çanakçısı.
Sana düşman bana düşman birileri!
***
Birileri var.
Açlıktan, yokluktan, utanmaktan canı iliklerine yapışmış.
Evladını dağlara vermiş.
Cinnetten, canına, ocağına, çocuklarına kıymış.
Faiz lobilerinin acımasızlığı karşısında atalarından kalan toprağından olmuş.
Fişlenmiş, emeğinden, alın terinden, mesleğinden olmuş.
Darda kalmış birileri,
Yönünü hakkı, acısını umuda dönmüş.
***
Bu halkı darda koyan birileri.
Bilhassa Kırşehir’in canını yakan.
Edip eylediklerinize dair emareleri olan…
***
Ne demişti Kemal Kılıçdaroğlu:
“Buradan bürokratları uyarıyorum, altına imza attığınız evraklara dikkat edin.’’
Hatırlatırım.
Bakın.
Herkes çok gergin,
Ben çok gergin.
Dilimin ucunda, sivrilen öfkemin çuvalında,
Kaleme alsam gazetenin 1 yıllık sayısını taşar.
Görüp, bildiklerim.
Herkesi germeye öyle çok gayret ediyorsunuz ki,
Kiminiz çalmaktan, kimilerini yoksullaştırmaktan.
Toplumsallaşmaktan çok siyasallaşmaktan.
***
Birileri var.
Makam hastası.
Rant – çıkar ustası.
Gözlerimizin içine baka baka, pişkin bir vaziyetle gemisini kurtaran.
Çevresinden, halkından bir kez olsun utanmayan.
Dini, vicdanı, ahlakı, vatanseverliği aşmış.
Halkından ve hakkından uzaklaşmış.
***
Ama inanın birileri var ki.
Dünyanın hatırlarına döndüğü.
Halk için.
Hak için.
Büyük yurtseverlikle işine, yoluna koyulan.
Şerefiyle yaşayan!