Doğa olayının en acımasız ve ölümcül bir faaliyeti Türkiye’yi çok kötü vurdu. On büyük şehir ve yüzlerce kaza, köy adeta coğrafyada silindi.
Kahramanmaraş’ın yüzde 85’nin yok olduğu söyleniyor. Maraş, Adıyaman, Gaziantep bölgenin en kalabalık illeri. Yıkılan bina sayısı kadar insan telef olduğu düşünülürse, insan kaybının ne kadar olduğu görülüyor.
Doğa olaylarıyla mücadele etmek elbette zor. Su taşkınlarını önlemek bir nebze barajlar yaparak ve doldur boşalt setleri su ve sel yataklarına inşaat müsaadesi vermemekle önlemek mümkün. Bu kadar geniş bir coğrafyada vuku bulan bir felakette, daha önce tedbir almak mümkün değil. Yalnız olabilecek hasar ve zararları minimuma indirmek elbette mümkün. Ama ne yazık ki rant uğruna gerek proje aşamasında, gerek inşaat aşamasında ve hatta kota ölçümlerinde yolsuzlukların olduğu bilinmesi halinde bir türlü önlenemiyor.
Bizzat şahit olduğum kotanın yüksek tutulup ve yapıcı müteahhidin görevliye rüşvet vermesi beni hayli üzmüştü. Yıkılan binalarda ortaya çıkan manzarayı değerlendirmek için, mühendis olmaya gerek yok. Fay hattı üzerinde belli olduğu bilinen bu şehirlere 15 ve 20 kat bina yapmak nasıl bir akıl ve uygulama.
Sorumluları kim bizler asla bilemeyeceğiz. Mesleği olmayan hiç bir eğitimini almayan kimselere nasıl çalışma ve yüksek yüksek binalar yapmasına müsaade ediliyor.
Bazı binaların moloz yığınlarında adeta demir yok gibi. Halkın sağlığı ve emniyeti, ne olduğu belli olmayan yapı denetim adi altındaki kurumlara emanet edilmemeli, hele bu kurumların ücretini eğer yapıcı kimselerce veriliyorsa, suiistimale açık bir uygulamadır.
Türkiye’de nerelerde fay hattı geçiyor, nerelerin zemini bina yapmaya müsait olmayan bölgeleri artık hiç bilgi alanı olmayan her vatandaş biliyor.
Yıllardır yazılıyor benim 10’dan fazla yazılarım var Kırşehir’de Kent Park’ın etrafına yapılan yüksek binalar her zaman risk altında ve Türkiye’nin her bölgesini bilirim. Şoförlük yapanlar da çok iyi bilir.
Neden ağır sanayi verimli ve deprem rizikosu altında olan yerlere konut yapılır?
Diğerlerinde olduğu gibi Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve diğer illerde yıkılan binaların yapıcıları bulunabilecek mi?
Ben bugüne kadar ne yazık ki görmedim, duymadım. Bir-iki günah keçisi bulunur, onlara bir ceza verilir, sorun çözümlenir!
Eksik malzeme kullanılan ve rastgele kolonu kesilerek dükkân yapılan yerlere kimler ruhsat verdi ya da veriyor? Bunun hesabı sorulmalı ve bunları yapanlar, izin verenler mutlaka bulunmalı ve adalet önüne çıkarılmalı.
Her deprem felaketinde olduğu gibi bir hafta, 10 gün, hatta 1 ay konuşur, tartışır ve sonra da unutur gideriz. Ne zamana kadar yeni bir deprem felaketi yaşayana kadar!
Depremde kayıpları olan vatandaşlara başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.