Avukat Ceyhun Özgür Vahaboğlu, vefatının 5. Yılında Kırşehir Pasajı’ndaki yazıhanesinde bir araya gelen dostları, meslektaşları, aile bireylerinin katılımıyla anıldı.

Anma törenine Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehir Milletvekili  Metin İlhan, CHP İl Başkanı Baran Genç, bazı partililer, meslektaşı avukatlar, babası Av. Adil Vahaboğlu, kardeşi İstanbul Barosu avukatlarından Av. Orhun Özdener Vahaboğlu, kızı Defne Asya Vahaboğlu, eşi Pelin, annesi Armağan, yengesi Nalan Vahaboğlu, eğitimci Hakan Vahaboğlu, Av. Ramazan Yıldız, Muhsin Kurt Hacı Mehmet Akkan, kayınpederi Nihat Kaplan katıldılar.

Av. Ceyhun Özgür Vahaboğlu Kırşehir Barosu yönetim kurulu üyesiyken 39 yaşında vefat etmişti. Uzun yıllardır Kırşehir ve İstanbul Kadıköy’de CHP Gençlik Kolları Başkanlığının yanı sıra öğrencilik yıllarında Solduyu adlı bir de edebiyat-sanat dergisi çıkarmıştı.

Ceyhun Özgür Vahaboğlu Yeditepe Üniversitesi'nin her bakımdan başarılı etkin ve yetkin öğrencilerindendi.

Kırşehir'de "Kamu Yönetiminde Etik ve Etik Davranış İlkeleri" konferansı düzenlendi Kırşehir'de "Kamu Yönetiminde Etik ve Etik Davranış İlkeleri" konferansı düzenlendi

Babası gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in köşe yazarı olan Av. Adil Gülvahaboğlu, oğluna ithaf ettiği “Bu Acılan Bizi Yeter” adlı şiir kitabının girişinde şunları kaydetmişti:

         "Bu kitabımı; oğlum, öğrencim, meslektaşım ve arkadaşım Av. Ceyhun Özgür Vahapoğlu'nun aziz hatırasına adıyorum!"

Ceyhun Özgür Vahaboğlu, vefatından önce Kırşehir Belediye Başkan aday adayı olmuştu ve tanıtım broşüründe şu veciz sözü yazmıştı:

"Fikirlerimizin kaynağı Mustafa Kemal Atatürk, cesaretimizin kaynağı ise Kırşehir halkıdır!"

         Bu arada

“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak genç yaşta hayatını kaybeden Av. Ceyhun Özgür Vahaboğlu'na Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerken, Ceyhun Özgür Vahaboğlu’nun bir anı yazısını 8. Ölüm yıldönümünde buraya alıyoruz:

“Babamın, Kadıköy Gençlik Kolları lokalinde verdiği konferansın yankıları sürüp gidiyor. İlçe başkanımız ve dinleyen bütün arkadaşlarım memnun kalmışlar. Özellikle Bektaşi fıkralarının her biri bir kıvılcım. Hepsinde bir düşünce atmosferi var. Özbeöz Türk düşüncesinden doğmuşlar. Nasrettin Hoca'nın fıkraları ne ise. Bektaşi fıkraları da kendi alanında yapıcı ve düşünce kıvılcımı. Özellikle laik ve demokrat düşünce onlarda dile geliyor.

Bu konferansta babamın dile getirdiği diğer bir husus ta Bektaşilik ve Türkçülük düşüncesidir. Tarih boyunca gelip geçmiş Türkçü düşünürlerin dile getirdikleri düşünce kıvılcımları akıl, bilim açısından her zaman Bektaşilikle birleşmektedir. Ahmet Yesevi, Şeyh Bedrettin, Hallacı Mansur, Aşık Paşa, Karacaoğlan, Ahmed-i Gülşehri, İbn-i Haldun...

Üçüncü özellik de Bektaşilik ve Atatürkçülük bu konu çok sardı beni ve arkadaşlarımı. Sanki Atatürk Devrimi Bektaşi düşüncesinin özünde varmış da Atatürk buradan keşfedip özetlemiş. Türkçülük - Bektaşilik- Atatürkçülük kaynaşınca durum böyle oluyor demek ki...

Kadın hakları, eğitim-öğretim-bilimin üstünlüğü, aklın kılavuzluğu Tam bağımsızlık-Millet egemenliği-Milli düşünce ve milliyetçilik. Dilde, kültürde, yönetimde Türk tarihine dayanmak!..”

Ve Ceyhun Özgür Vahaboğlu'nun askerde yazdığı bir şiiri:

 

Geçici ayrılık benimkisi

İlk yaz çiçeğine gebeyim

Ağıtlar yakmayın adıma

Ben ölmedim, ölemeyeceğim.

 

Sıcak saklayın gecelerimi

Karlar altından çıkıp geleceğim

Düşlerimizin ateşinde

Ilık bir rüzgar tütsün buharı

 

Gün gelecek geçmiş bir çocuk gibi

Bağıra çağıra koşup geleceğim

Baba, büyük Reis.

 

Biliyorsun bu kitabın ilk baskısını Yılmaz Ateş yapmıştı. Yorum yayınlarına düzeltme için gittiğimde Özdener'le beni de götürmüştün. Sen düzeltirken biz de Doyuran Matbaası’nda gezinmiştik. Yılmaz amca henüz mebus değildi. Deniz Baykal'ın has adamıydı.

İlk satışını da senin katibinle Hacı Bektaş Müzesi’nin önünde biz yapmıştık. Erdal İnönü Başbakan Yardımcısıydı. Oraya gelmişti. Kipti derlerdi, ama benden ilk kitap alanlardan biri de oydu.

Beni okşamış ve “bana sen mi yazdın?” diye de takılmıştı. İlkokul öğrencisiydim, “Henüz bunu yazacak yaşta değilim” demiştim.

Gecenin yarısında festival ilerlerken gelip bizi almıştın.

Biriken satış paralarını ikimize paylaştırmıştın. Kalanıyla da bize saç kavurma almıştın. Amma da lezzetliydi haa!

14-15-16 Ağustos ayında yapılan bu Hacıbektaş Festivallerine her yıl götür bizi.

Yeditepe Üniversitesi öğrencisi

Av. C. Özgür Vahaboğlu(1.1.1977-29.6.2016 Kayışdağı-İstanbul)

Muhabir: FAHRETTİN TOKER