ATATÜRK’ÜN LİDERLİK ÖZELLİKLERİ (4)

Benim haftalık olarak kaleme aldığım yazıların çoğunluğu Atatürk konulu yazılar olacak. İlerliyen haftalarda ülkemizde yaşanmış tarihi ve önemli günleri de  kaleme alacağım. Atatürk ile ilgili yazılara önem vermemin sebebi, yüzyılda bir yetişen (İngiliz Başbakan’ın sözü) kurtarıcımız büyük lider Atatürk’ü her yönü ile okuyucularımıza bir daha hatırlatmak ve Cumhuriyetimizin kurucusunu unutturmamaktır. Yazımızın konusuna Yeniçağ Gazetesinde tefrika  olarak yayımlanan yazılardan yararlanarak yazmaya devam edeceğim: Atatürk, karşılık beklemeksizin, insanlığın mutluluğuna hizmet edebilecek adam yetiştirmenin, en büyük zevk olduğunu söyler ve şöyle devam eder: “Bahçesinde çiçek yetiştiren insan, bu çiçeklerden bir şey bekler mi? Adam yetiştiren insan da, çiçek yetiştirendeki hislerle hareket etmelidir. Ancak bu tarzda düşünen insan ve çalışan adamlardır ki memleketlerine, milletlerine ve bunların geleceğine faydalı olabilirler.”

  Atatürk’e göre, milletler arasındaki düşmanlıkların yerini akrabalık bilinci almalı idi. Kıt’alar ve milletler arasında ırkçı veşoven yaklaşımlar, yerini bütün insanlığın paylaştığı bazı ortak değerlere terk etmeli idi. İnsanları mesut edecek yeğane vasıta, onları birbirine yaklaştırarak, onları birbirine sevdirecek karşılıklı maddi ve manevi ihtiyaçlarını temine yarayan hareket ve enerji idi. Dünya barışı içinde insanlığın gerçek mutluluğu, ancak bu yüksek ideal yolcuların çoğalması ve muvaffak olmasıyla mümkün olacaktı. Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde eğitilmeli, insanlığın bütününün refahı, açlık ve baskının yerini almalıydı. “Bütün milletlerin çağdaş uygarlık düzeyinde birleşmesi, bu ortak uygarlığa dahil olması Atatürk’ün en samimi arzusu idi. Çünkü O, insanlığın hepsini bir vücut ve her milleti bunun bir organı sayıyordu. Atatürk’e göre, insanlar arasında artık hiçbir renk, din ve ırk ayrımı tanımayan bir ahenk ve işbirliği çağı olmalı, milletler bağımsızlıklarını, milli niteliklerini, milli kültürlerini kaybetmeksizin, her türlü emperyalist görüşün dışında, insanlığın ortak değerlerinde birleşmeli idi. Bu ortaklaşa  değerlerin kitaları birbirne bağlaması, insanları renk ve din farkı gözetmeksizin birbirine yaklaştırması lazımdı. Çünkü insanlığın yükselmesi, insanlık idealinin gerçekleşmesi bu şuurun ayakta tutulmasına bağlı idi. İşte Atatürk, görüş ve düşünceleriyle, bu yönüyle de insanlık tarihi önünde aşılamayacak bir büyüklüğü temsil etmektedir. Diyebiliriz ki, Atatürk’ün hayatı, şahsiyeti ve eseri incelendiği zaman, insanoğlu, hayranlığını gizleyememekte; bu milli kahramanı kutlamakta, bu kutsal mücadelenin önünde saygı ile eğilmektedir. D. edecek