Bu, dördüncü yazımız. Evet, 'Kürt Sorunu" diye bir sorun yoktur. Uydurmadır, yapaydır. Feodal düzenin sürmesi için TERÖR VE BUNDAN YARARLANAN siyaset ağalarının ABD ve AB isteklerine göre uydurdukları Türkiye'yi parçalama politikasıdır. 75 milyon insanın yaşadığı ülkemizde bugüne dek bir tane Kürt kökenli yurttaşımızın çıkıp da "yahu benim şöyle bir sorunum var.'" dediğini duymadık, işitmedik. Terör-siyaset ağaları uydurup duruyorlar.
Geçenlerde bir gazetede şu haberi okudum:
"Kürt olduğunu söyleyen Fazlı Ersan. Akil insanlara şöyle seslendi: "Çocuklarımı özgürce, lâik bir yönetimde bu topraklarda büyüttüm. Mühendis, subay oldular. Bütün bunlar, Atatürk savesinde oldu. Siz Alal insanlar. AKP'nin diktatörlüğüne hizmet ediyorsunuz. Sizleri dinlemeyeceğiz. Vatanımızı böldürmeyeceğiz." Aynı kökenden milletvekilliği yapmış bir başka yurttaş-aydın ise "Kürt enayi mi bölünmeyi istesin." Diyecek kadar gerçekçi oldu.
Siyasi iktidar, PKK partisi BDP'ni kullanarak anayasayı değiştirip diktatörlük anayasasına geçecek. Bunun için PKK'ya taviz Üstüne taviz vermektedir. Ondan sonra şeriat diktatoryasına ulaşmak. Öyle ya yeni anayasaya göre hükümet üyeleri meclis dışından başkan tarafindan atanacak. Dokunulmazlıkları olacak, başkan kararname çıkarma yetkisine sahip olacak. İstediği zaman Meclis'i feshedecek. Geriye ne kaldı. Bütün rektörleri, yargıçları atayacak. Sayıştay, Danıştay üyelerini de. Otorite tek elde toplanacak Meclis göstermelik. Koalisyon da çıkamayacak. Meclis devre dışı kalacak. Bu yetkilerle donanmış bir başkanlık sistemine ulaşmak için PKK uzantısı partiye ödün Üstüne öden verilmekte. Ondan sonra gelsin, yeni bölücü-parçalayıcı Faşist-Komünist-Nazi diktatörlük! PKK pazarlığının özü budur. Böyle bir Anayasanın peşinden gitmek harakiri yapmaktır. Demokratik intihardır. "Demokratikleşme sözcüğünü demokrasiyi yıkmak, ayaklar altına alıp paspasa çevirmek için kullanıyorlar.
Türk milletinin temel değerlerini silerek başka yapay değerler geliştirmek istiyorlar. Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” Türk! ÖVÜN-ÇALIŞ-GÜVEN-Bir türk dünyaya bedeldir” özdeyişleri, 600 yıllık osmanlı döneminde aşağılanmış olan toplumu ayağa kaldırmak ona şahsiyet ve özgüç vermek içindir. Irkçılık, soyculuk değildir. Atatürk Milliyetçiliği bir kültür milliyetçiliğidir, bağımsızlıktır.
Terör, 1999-2002 yınarında sıfırlanmıştı. Yy kargısıyla siyasi iktidar, terörü büyüttü, okşadı, kaşıdı büyüttü. ve... bugünkü seviyeye geldi. Terör ağaları şunu bilmeli ki, Güneydoğu'dan çok, Batı Anadolu'da, Akdeniz'de Kürt kökenli yurttaşlarımız vardır. Behey enayi bu milleti nasıl böleceksin, iç-içelik o kadar yoğun ve yaygınki,
Bir BDP milletvekilinin yumurtalarına bakınız:
Türkiye yeni bir anayasa yapacak. Demokratikleşecekl Kürtlere, insanî, vicdanî, ahlâki hakları tanınacak. Kürtler de rahat edecek!”
Vay anasını beee! Bu ne kadar bilgili milletvekiliymiş!
Be hey, Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz, insanî, ahlâkî, vicdanî haklarını kullanamayan bir tane yurttaşımız var mıdır? Ülkemizin her yerinde Türk, Kürt, Laz, Abaza, Arap, Boşnak... bu saydığın hakların tümünü tepe tepe kullanmaktadır. Sen de öylesin.
Vatandaş da zannedecek yahu benim kullanamadığım ne çok hakkım varmış da haberim yokmuş! Halkı kandırmaya, yalan söylemeye Utanmıyor musun? Bunlar, arsızlık, yüzsüzlük değil midir? Tümünüz cahil cühelasınız. Bin yıllık müşterek tarih bilincini toplumsaI yapıyı parçalamaya kimsenin gücü yetmez. Ağalarınız ABD-AB yine Atatürk'ün tokadını yiyecekler.
Kurtuluştaki gibi gene AKDENİZ’e döküleceklerdir. Siz de desteksiz kalacaksınız!..
İftiranın, yalanın, yalancılığın, düzenbazlığın bu kadarına da pes doğrusu! Türk'ün de, Kürt'ün de ahlâkî, vicdanî, İnsanî... değerlerini, bağımsız, özgür yaşama birlikteliğini tahrip edenler senin uşakların olan katil sürüleridir. Senin kafandakilerdir. Senin kullandıklarındır. Sen onları kullanmazsan, belki daha çabuk ıslah olurlar. Olmayacak duaya "amin" demezler. İmralı'daki, Kandil'deki "HASAN SABBAH"larındır. Yani kan dökücülerindir!
Üniversitede hoca olan bir âkil de çıkmış aslı astarı olmayan sözlerle halkı kandırmaya çalışıyor:
"...Mandela 27 sene yatmış. Hapisteyken onunla da görüşüldü. 1990'larda serbest kaldı." Ulan cahil profesör! Mandela olayı ile bizim terör örgütü PKK arasında hiçbir benzerlik yoktur. Bizdeki bölücüler, olmayan ayrılıklar uyduruyorlar, bir hayal uğruna kan döküyorlar! Mandela olayında siyahlarla-beyazlar birbirini yiyordu. Siyahlar aleyhine büyük bir kırım, yıkım, haksızlık, adam yerine koyulmama, aşağılanma, horlanma, sosyal, siyasal haklardan yararlanmama, hayvan yerine koyulma vardı! Bizim ülkemizde böyle bir durum asla ve kat'a yoktur. Olmamıştır. Sap ile samanı birbirine karıştırmak derler buna! Siyahlar, hamam böceği gibi eziliyorlardı. Irkçılık vardı! Olmayan olumsuzlukları yaratmaya çalışıyorsunuz. Size, bu yurdun taşı-toprağı, havası, suyu, ücreti aylığı... Allah'ın zehir zıkkımı olsun!
Sizin demokratikleşme anayasası dediğiniz anayasa, Türkiye Cumhuriyeti'ni, Nazi Almanya'sına, Stalin Rusya'sına, Franco Ispanya'sına, Salazar Portekiz'ine, Iran Humeyni... diktatoryasına dönüştürme anayasasıdır. Tüm demokratik gelişmeleri yok etme anayasasıdır. Siz de, bu zihniyetin peşinden cücük gibi gidiyorsunuz! Hitler de üçüncü seçim sonrasında diktasını köklemişti. Yeşil, bölücü parçalayıcı tarihin en acımasız diktesinin gelmesini istemiyorsanız Anayasa oluşumuna da destek çıkmayınız. O zaman, karılarınız da taaddüdü zevcat'a başlayabilirler. Yani çok eşlilik düzenine!
Aynı partinin bir başka dangalağı da:
Apo'ya özgürlük de gündeme gelecek mi" diye soran basın mensubuna:
Elbet te... yalnız Apo'ya değil... hepimiz özgür olacağız!"
Sana verilen oylara yazık! Sen özgür değil misin, Tiirk-Kürt hepimiz özgür değil miyiz? Temel hak ve özgürlüklerden, üst özgürlüklerden hangisini kullanamıyorsun? Sen de utanma duygusu, ar duygusu yok mu? Senin özgürlük beklentin, Güneydoğu halkının ABD, AB-İsrail-Ermeni... uşağı olarak; ağanın, şeyhin, müridin, beylerin, emirlerin, tarikat ağalarının baskısı, hegamonyası alanda inim inim, inlemesi midir? Bölünmüş, parçalanmış toplum düzenlerinde esenlik, saadet olur mu? İran'dan, Irak'tan ülkemize neden milyonlarca insan kaçıyor? Kızıl-yeşil şeriat diktatörlüğünden dolayı değil midir? Senin aldığın milletvekilliği aylığı zehir, zıkkım olsun! Sana oy veren halk, asla böyle düşünmüyor, bölünmeden-parçalanmadan yana değil!
Tutsaklığın, alçalmanın, zelil ve sefil olmanın adına "özgürlük"mü diyorsun? Bölücü, parçalayıcı siyaset ağası sende hiç akıl-fikir yok mudur? Ölümsüz devrimci, alabildiğine büyük insan, şaşmaz yol gösterici Atatürk'ün, Diyarbakır Halkevi Musiki Şefi Celâl Güzelses'in 8 Eylül 1932 tarihinde Atatürk'ü Dolmabahçe Sarayı'nda ziyaretinde Atatürk'ün verdiği beyanatı dikkatlerinize önceki sayfalarda sundum!
Atatürk'ün altını çizerek söylediği Türk sözü bir birliğin, dirliğin birleştirici unsurun, kurucu varlığın yani Anadolu'daki bütün kökenleri ifade eden ortak bir unsurdur. Sosyolojik bir kültür varlığıdır. Ortak tarih şuurunun adıdır. Bölünme kabul etmez. Siz Parçalayıcılar, ne kadar zorlarsanız zorlayın Anadolu halkı bölünmeyi asla kabul etmeyecektir. Avucunuzu yalayacaksınız.
"Kürt meselesi" yok ki, çözesin! Var olan terör meselesidir. Terörden geçinen ağalar meselesidir.
Bu memleketin çocuklarını; dili, mezhebi, dini, kökeni ne olursa olsun' birbirine kırdıran terör ağaları aradan çekilsin terör kendiliğinden sona erer.
Bu yazımızı da Aşık Veysel'in dörtlükleriyle bitirelim:
Şeyh Said de yüzün tuttu isyana
Milletini hor baktırdı vatana
Fakir fukarayı boyadı kana
Öyle şeyhler çoktur külhanımızdan
Çağırdım Şeyh Said sağır mı diye
Başında sarığı değirmi diye
Tarttılar şeyhleri ağır mı diye
Haberin doğrulttun urganımızdan
Şeriatı düşündüler şerciler
Bir takım millete fesat verdiler
Herbiri bir yerde hep geberdiler
Onlar kurtulamadı toplarımızdan
Menemen hadisesi geldi meydana
Orda birkaçları uydu şeytana
Mehdi diye kendi kendin urgana
Taktı kurtulmadı darlarımızdan
Şurası unutulmasın bölünmüş, parçalanmış bir Türkiye'nin Kürdü de, Türkü de zelil-zefil, perişan olacaktır. Bir tarafı Ermeni ve İsrail (ABD eşliğinde) diğer tarafi da Kurtuluş Harbi'ndeki Batı Emperyalizmi yutacaktır. Anadolu insanı, birlik ve beraberlik günlerindeki asude günlerini, saadet dolu günlerini arayacaktır.
Kürtçülük ağalarına, şeflerine inanmayın, onlara kanmayın!
Onlar, kendi sömürü düzenleri için sizi kandırıyorlar.
Kürt'ün, Türk'ten farklı olarak hiçbir sorunu yoktur!
Zoraki sorun, sorun değildir. Sorun yok ki, çözüm Olsun!
Sorun terör sorunudur! Cinayet sorunudur. istismar sorunudur
Mayıs-2013 (x) Yazarın Edebiyat Penceresi adlı eserinden…