AŞIKPAŞA ŞİİR ŞÖLENİ

 

Anadolu içinden kıvrım kıvrım ırmaklar akan, ağıtları ciğerleri alev alev yakan analarla doludur. Bu ağıtlar ki Anadolu insanının dertlerini, duygularını yaşadıklarını anlatır. Dertlidir, duyguludur, çile yumağıdır Anadolu insanı. Bazıları evlat acısı yaşamıştır, bazıları eş, bazıları kardeş. Yaşanan bu acılara Anadolu insanı ciğerleri yakan ağıtlar söylemiştir.

Bu ağıtlar ki dinleyenin yüreğine hançer gibi saplanır, gözyaşlarını sel eder akıtır.

Şiirlerdir Anadolu insanını duygulandıran, heyecanlandıran. Bozlaklardır Anadolu insanını ağlatan, türkülerdir oynatan.

Şiir vardır vatan, millet sevgisini aşılar, dinleyenleri heyecanlandırır, milliyetçilik duygularını kabartır. Şiir vardır dinleyenlere öğüt verir, aklını başına getirir.

Eğer bir şair çalmadan, kendi emeğiyle içinden gelerek şiir yazıyorsa kesinlikle o şiiri yazan şairin başından unutamadığı olaylar geçmiştir. Şiiri yazan şair anlatamadığı, içine atarak söyleyemediği sözlerini, duygularını, dertlerini şiirlerle anlatır, içini boşaltır, rahatlar.

Şiirlerde vatan, millet, bayrak sevgisi vardır. Şiirler de bir ayrılık, bir olay, bir anlam, bir mana vardır. Şiirler de evlat acısı, anne-baba, kardeş acısı vardır. Şiirlerde aşk ve sevgi vardır. Ve bu şiirler geçmişten günümüze uzun yıllar okunur ve toplum bu şiirleri benimser, kabullenir, zaman zaman kendisi de okuyarak rahatlamak ister.

Kısa adı KIYŞAD olan Kırşehir Yazarlar ve Şairler Derneği tarafından bu sene Uluslar Arası Aşıkpaşa Şiir Şöleninin 11. si düzenlendi.

Geçtiğimiz senelere göre KIYŞAD bir değişiklik yaparak 11. Uluslar Arası Aşıkpaşa Şiir Şölenini iki ayrı günde; birincisi Kırşehir Polis Meslek Yüksek Okulunda, ikincisi Kırşehir Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinde olmak üzere iki ayrı salonda gerçekleştirdi.

Benimde bizzat izlediğim takip ettiğim şiir etkinliklerinin her ikisinde tamamen dolu salonlarda birbirinden güçlü kalemler, değerli şairler ve ozanlar şiirlerini, türkülerini, bozlaklarını kendi üslup ve şivelerine göre okudular.

Okunan her şiirde, söylenen her bozlakta bir anlam, olay, mana, sevgi, özlem, ayrılık ve yaşanmışlık vardı. Dinleyenler bazen duygulu anlar yaşadılar,bazen ağladılar, bazen güldüler.

Şiir şöleninin bitiminde Aşıkpaşa Şiir Şöleni’ni gerçekleştiren KIYŞAD yöneticilerine ve etkinliğe katılan şair ve ozanlara teşekkür ederek bu tür etkinliklerin daha sık yapılmasını talep ettiler.

Özellikle Kırşehir Polis Meslek Yüksek Okulunda gerçekleştirilen şiir şöleninde katı disiplin altında, yorucu eğitim gören polis adayı öğrenciler kısa süreliğine de olsa katı disiplini ve yorucu eğitimi bir tarafa bırakarak şairler tarafından okunan şiirlerle, halk ozanlarının söyledikleri bozlaklarla, neşeli türkülerle hem ağlayarak, hem oynayarak, duygulu, keyifli ve neşeli saatler geçirdiler.

Şairler şiirlerini okurken, ozanlar bozlaklarını ve türkülerini söylerlerken öğrencilerimiz içlerinde ki duyguları dışarıya çıkardılar.

Gözlemlediğim kadarıyla şairlerin okuduğu şiirler, ozanların söyledikleri bozlaklar ve türküler öğrencilerin geçmişte yaşadıkları olaylara konu olduğunu düşündüm.

Kısa yoldan iş ve ekmek sahibi olmak için polislik mesleğini seçen Anadolu’nun değişik illerinden gelen öğrencilerimiz muhtemelen ya dar gelirli, yada orta gelirli ailelerin çocuklarıdır. Hal böyle olunca şiirler, bozlaklar ve türküler öğrencilerin damarlarına kadar işlendi.

Ülkemizde bazı meslekler Anadolu’nun fakir ailelerinin çocuklarının kısa yoldan meslek sahibi olmak için seçtiği meslekler olup, polislikte bunlardan birisidir.

Anadolu insanı dert duvarıdır, çile yumağıdır. O nedenle kısa süreliğine de olsa şiirlerle, bozlaklarla ağlar, derdini yıkar, türkülerle oynar, çilesini gül yapar.

İşte bu bakımdan KIYŞAD’ın Polis Meslek Yüksek Okulu’nda düzenlediği şiir şöleni çok anlamlı ve manidardır.

Buradan KIYŞAD yetkililerine seslenerek; Polis Meslek Yüksek Okulu’nda bu şekilde etkinlikleri daha sık yapmalarının, Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden gelen polis adayı öğrencilere moral vermenin, eğlendirmenin, kısa süreliğine de olsa dertlerine derman olmalarının yerinde bir karar olacağını belirtmek istiyorum.

Zaten zenginin çocuğu Anadolu’nun ortasına, değişik illere giderek, koğuşlarda, yurtlarda kalıp, katı disiplin altında yorucu eğitimler yapmaz, polis olmaz. Onlar babalarının kaynağı ve nereden kazandığı belli olmayan parasıyla barlarda, pavyonlarda, içki masalarında zevki sefa sürerler, dansözlerin, şarkı veya türkü söyleyen kadınların göğsüne bahşiş olarak yüzlerce dolarlar takarlar.

Birgün sonra 17 Kasım Cuma akşamı saat 19.00’ da Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen 11. Uluslar Arası Aşıkpaşa Şiir Şöleninde de aynı sahnelere şahit oldum. Sürekli vatandaşlar arasında gezerek gözlemledim. Şiire göre, bozlağa göre duygulananı da gördüm, ağlayanı da gördüm, yerinde oturamayıp oynayanı da gördüm. Birbirinden güçlü kalemler, birbirinden değerli şairler şiirlerini okuyarak, ozanlar bozlak ve türkülerini söyleyerek vatandaşların kalbine indiler, kalbe indikçe alkışlandılar.

Ozanların söyledikleri bozlaklarla ağladılar, neşeli türkülerle oynadılar. Birde sahneye  Aşık Maksut Feryadi çıkıp güzel, komik esprilerle, anlattığı fıkralarla, kendisinin yazdığı öğüt verici  türkülerle dinleyenlerin gönlünde ayrı bir yer edindi.

Kısaca KIYŞAD, Kırşehir Belediyesiyle ortaklaşarak düzenlediği 11. Uluslar Arası Aşıkpaşa Şiir Şöleninde izleyenlerin derdine derman oldu, kalplerine indi, kısa süreliğine de olsa hayat pahalılığını, işsizliği, altını, dövizi, akaryakıtı ve ekonomiyi unutturdu.

Yalnız böylesine muhteşem bir organizasyona vatandaşlar büyük ilgi gösterip, salonu doldururken İlimizi yönetenler, siyasi parti il başkanları, sivil toplum kuruluşları başkanları, üniversite yöneticileri, daire müdürleri neden katılmadılar anlayamadım. Benim aldığım bilgiye göre Sayın Vali Hüdayar Mete Buhara’nın önceden belirlenmiş programı varmış, doğrudur, olabilir. O zaman yardımcıları neden yoktu? Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun önceden belirlenmiş programı varmış doğrudur, olabilir.

Peki Nuri Araz dışında diğer yardımcıları neden yoktu, hepsinin mi işleri vardı?

Zaten bazıları ve birileri düzenlenen etkinliklerin içerisinde Kırşehir Belediyesi varsa özellikle gelmiyorlar, birilerine de telefon ederek “katılmayacaksınız, gitmeyeceksiniz” diye emir veriyorlar!

Kırşehir’in reklamı bundan daha iyi yapılamaz. Yurt dışından ve içinden gelen şair ve ozanlar memleketlerine gittiklerinde Kırşehir’i anlatacaklar. Öyleyse gelin hiçbir siyasi ayrıma girmeden, bizdendi, bizden değildi demeden Kırşehir’e sahip çıkalım ve bu tür etkinliklere katılalım.

Her iki etkinliği yakından takip eden Allah’ın cahil ve aciz bir kulu olarak yurt içinden ve dışından gelen hepsi birbirinden değerli şair ve ozanlarla güzel vakitler geçirdim,sohbetler ettim, güzel dostluklar kurdum, bacım diye hitap ettiğim şairler oldu.

İnşallah üç gün birlikte olduğum şair, ozan ve yazarlardan bir dem gelir, benim elimde kalem tutar, bende bir şeyler yazıp, çizerim.

Şu hususu özellikle belirtmek istiyorum. Dört ayı geçen zaman zarfında zor, gergin ve stresli günler geçiriyorum. Çok fazla etkinlik ve programlara katılamıyorum. Ama katılmış olduğum 11. Uluslararası Aşıkpaşa Şiir Şöleni beni biraz olsun rahatlattı, gergin ve stresli ortamdan uzaklaştırdı. Meğer böyle bir değişikliğe çok ihtiyacım varmış.

Buradan KIYŞAD yetkililerine ayrıca sesleniyorum. Sizin göreviniz yılda birkaç etkinlik yapmak değil sürekli etkinlik yapmaktır. O nedenle etkinlik sayısını arttırarak en az ayda bir defa etkinlik yaparak vatandaşın kalbine inmelisiniz. KIYŞAD’ın varlığından haberdar etmeli ve Kırşehir’in reklamı en iyi şekilde yapmalısınız.

Herşeye rağmen 11. Uluslar Arası Aşıkpaşa Şiir Şölenini ortaklaşarak düzenleyen Kırşehir Belediyesine ve KIYŞAD’a teşekkür ediyorum.