ANADOLU MEKTEBİ

Nedir bu “Anadolu Mektebi?” Diye merak ettiğinizi tahmin ediyorum. Bende bilmiyordum ama öğrendim.

“Anadolu Mektebi” Prof. Dr. Sami Güçlü’nün 2012 yılında Sakarya Üniversitesi’nde 12 kişilik öğrenci grubu ile başlattığı, Türk Kültür ve Medeniyetinin gelişmesine katkı sunmuş yazarların bir sıra dahilinde tüm eserleri ve hakkında yazılmış seçkin eserlerin okunmasını, okunan her eserden sonra bir konu seçilmesini, seçilen konuda bir konuşma metninin hazırlanmasını,düzenlenen panel ve programlarında hazırlanan metnin sunulmasını, konuşma metninin geliştirilerek yayınlanmasını amaçlayan bir okuma faaliyetidir.

Bu faaliyet; 2015 yılına kadar Kocaeli, Bolu, Aksaray, ve Çorum illerinde lise ve üniversite öğrencilerinin katılımı ile devam etmiş, 2016’ da dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’ın imzasıyla Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu oluşturulmuş ve “Anadolu Mektebi’nin” Milli Eğitim bünyesinde çalışmasına imkan sağlanmıştır.

“Anadolu Mektebi” her geçen gün, her geçen yıl daha çok büyüyerek önce ki şehirlere ilave olarak Ankara, İzmir, Manisa, Eskişehir, Adana, Çorum, Kırşehir gibi değişik şehirleri de bünyesine katarak faaliyetlerine daha geniş kapsamlı bir şekilde devam etmektedir.

Kısaca Anadolu Mektebinin diğer okullar gibi dört duvarı, çatısı, bahçesi, sınıfı, kara tahtası olan bir okul olmayıp, tamamen gönüllülük esasıyla Türkiye genelinde öğretim üyelerinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve çeşitli meslek kuruluşlarından insanların oluşturduğu faaliyet topluluğudur.

Kırşehir’de bünyesinde lise ve üniversiteden olmak üzere 130 öğrencisi bulunan “Anadolu Mektebi” 05 Aralık 2023 Salı günü Kırşehir’de Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinde ölümünün 50. Yılında Aşık Veysel’i anma programı düzenlemiş ve bu programa sanatçı olarak benim yakından tanıdığım, çok sevdiğim, saygı duyduğum, değerli ağabeyim, kıymetli hocam Bayram Bilge Tokel davet edilmiş.

Tabi benim “Anadolu Mektebi’nden” ve değerli ağabeyim Bayram Bilge Tokel’in konser için Kırşehir’e geleceğinden haberim yoktu.

5 Aralık 2023 Salı günü öğleden önce Kırşehir Hastanesinde Annemin (Kayınvalidemin) yanında refakatçi olarak kalırken, Bayram Bilge Tokel ağabeyimin wapsaptan gönderdiği; “Bugün Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinde saat 20.00’de programım var davetlimsiniz” mesajıyla öğrendim.

Değerli ağabeyim, kıymetli hocam Bayram Bilge Tokel’den özel olarak bu daveti almak beni çok mutlu etti. Kırşehir Belediye Meclisinin almış olduğu kararla fahri hemşerimiz olan, Türk Halk Müziğinin duayen sanatçısı Bayram Bilge Tokel tarafından özel olarak davet edilmek benim içim şereftir, onurdur.

Bu davetinden dolayı değerli ağabeyim Bayram Bilge Tokel’e teşekkür ediyorum.

Değerli ağabeyim Bayram Bilge Tokel’den özel davet aldıktan sonra “annem hasta da olsa, bir yolunu bulup, fedakarlık yapıp, bu davete icabet etmeliyim, zira Bayram Bilge Tokel gibi Türkiye’ye mal olmuş bir isim konserine herkesi özel olarak davet etmez” dedim ve eşimle konuştum. Eşim bana “Bu gece hastanede annemin yanında ben kalırım, sen davete icabet et” deyince akşam soluğu Kırşehir Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinde aldım.

Salona girdiğimde büyük çoğunluğu öğrencilerden oluşan ve sivil vatandaşların da gelerek salonu doldurduklarını gördüm. Bende Bayram Bilge Tokel ağabeyimi karşılamak için salonun giriş kapısında bekliyordum.Bu esnada adının Özlem Bulut olduğunu ve “Anadolu Mektebi’nin” koordinatörlüğünü yaptığını söyleyen değerli bir hanımefendi yanıma geldi. Özlem Hanımefendiyle kısa bir tanışma konuşmasından sonra “Anadolu Mektebi” hakkında bilgiler aldım. Öncelikli amaçlarının başta öğrenciler ve gençler olmak üzere toplumun her kesimine okuma alışkanlığı kazandırmak olduğunu söyledi.

Okumanın yanında ayrıca öğrencileri olan şehirlerde çeşitli kültür etkinlikleri yaparak Türk Kültürüne hizmet edenleri tanıtmak ve anmak olduğunu söyleyen Özlem hanımefendi konuştukça keyifle dinliyor ve mutlu oluyordum. Çünkü “Anadolu Mektebi’nin” hedefi okuyan, araştıran, aydınlık geleceğe koşan, bilgili, kültürlü bir gençlik ve nesil yetiştirmekti. Bunların hepsi de ülkemizin en temel ihtiyaçlarıydı.

Özlem Hanımefendi ile konuşmamız devam ederken Aşık Veysel Anma Programına davet edilen benim yanımda ayrı ve özel bir yeri olan çok sevdiğim, saygı duyduğumTürk Halk Müziği’nin duayen sanatçısı Bayram Bilge Tokel girdi. Kendisine “Hoş geldiniz.” Deyip, hal hatır sorduktan sonra bizlere ayrılan yerlere oturarak programın başlamasını bekledik.

Program sunucusunun açılış konuşmasının ardından konser için Bayram Bilge Tokel ağabeyimizi, hocamızı sahneye davet etti. Sahnedeki yerini alan Bayram Bilge Tokel ağabeyimizin programa iki ayrı sazla geldiği dikkatimi çekti.

Konuşmasına öncelikle Aşık Veysel ve eserleri hakkında bilgiler vererek başlayan Bayram Bilge Tokel Aşık Veysel Türkülerini söylemek için küçük sazını eline alarak vurdu teline okudu türküleri izleyenleri büyüledi.

Aşık Veysel’den eserler okuduktan sonra “ Neşet Ertaş gibi büyük bir üstadın memleketine gelip, ve onun adını taşıyan kültür sanat merkezinde konser verirken Neşet Ertaş’ın türkülerini söylememek olmaz” diyerek bu kez büyük sazını aldı eline hem Neşet Ertaş hakkında, hem yazmış olduğu eserler hakkında bilgeler vererek söylediği bozlaklarla ağlattı, hareketli türkülerle oynattı.

Özellikle “Mevlam ayrılık vermesin gökte uçan kuşa Leylam” eserini söylerken yanımda oturan Özlem Hanımefendinin ağladığını gördüm ve kendisine “Hocam nedir sizi ağlatan, ciğerlerinizi alev alev yakan içinizde ki acı” dediğimde cevap olarak annesiyle babasını 58 gün arayla kaybettiğini söyledi.

Burada Basın-Yayın ve İnsan Kaynakları okumanın yanında halkla ilişkiler de okuyan, yıllardır halkla iç içe çalışan birisi olarak iş bana düştü. Hemen salonun havasını değiştirmem gerekirdi.

Bayram Bilge Tokel ağabeyimden Neşet Ertaş’ın hareketli türkülerinden “Doyulur mu-Doyulur mu” türküsü için istekte bulundum, kendisi de beni kırmadı bu eseri okudu ve salondaki gençler ayağa kalkıp oynadılar ve böylece salonun havası değişmiş, Özlem hanımda neşelenmiş oldu.

“Anadolu Mektebi’nin” hazırladığı, Bayram Bilge Tokel ağabeyimin konser verdiği ölümünün 50. Yılında Aşık Veysel programı çok güzel ve dolu geçti. İzleyen herkesi güzel ve keyifli saatler yaşattı.

Programdan sonra “Anadolu Mektebi’ni” temsilen Adana, İzmir, Ankara gibi değişik şehirlerden gelen öğretmen ve öğrencilerle konuşma imkanım oldu. Eşimin Eskişehirli olmasından dolayı Eskişehir’den gelen Süleyman Çakır Lisesi öğrencileriyle ve öğretmenleri Şükran Cırıt Hocamla tanışarak sohbet ettik ve hatıra fotoğrafı aldık.

Salondan ayrılmadan Bayram Bilge Tokel ağabeyimizi ertesi gün gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”e davet ettim, “Gelirim tabi, yarın olsun öğleden sonra telefonlaşalım” dedi.

Ertesi gün değerli hocamla telefonla görüştükten sonra kendisiyle gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”e gittik çok güzel sohbet ettik ve hatıra fotoğrafı aldık. Beni kırmayarak gazetemize gelerek bizleri onurlandıran, şereflendiren değerli ağabeyim Bayram Bilge Tokel’e teşekkür ediyorum.

Bayram Bilge Tokel ağabeyimizi gazetemizden uğurladıktan sonra “Anadolu Mektebi” misafirleriyle Ahi Evran Camiinin önün de karşılaştık, sohbet ettik. Onlara eşlik eden Tarih öğretmenleri Ahi Evran ve Ahilik hakkında bilgiler verdiler, hep birlikte Ahi Müzesini gezdikten sonra vedalaştık.

Son olarak “Anadolu Mektebi’nin” kurucusu Prof. Dr. Sami Güçlü’ye, koordinatör Özlem Bulut Hanımefendiye, emeği geçen diğer yöneticilerine, öğretmenlerine, öğrencilerine Kırşehir’de düzenlediği ölümünün 50. yılında Aşık Veysel programından dolayı teşekkür ediyorum.

Ayrıca programa sanatçı olarak katılan Bayram Bilge Tokel ağabeyimizin özel olarak beni davetinden dolayı kendilerine teşekkür ediyor ve böylesine anlamlı, güzel programların sürekli olarak Kırşehir’de yapılmasını "Anadolu Mektebi" yöneticilerinden bekliyorum.