Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde düzenlenen, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu festival, Adana Havalimanı'nda devam ediyor.
TEKNOFEST alanına gelen Çelik, burada yaptığı açıklamada, festivale katılanlara teşekkür etti.
Birçok yerden gelen gençlerin böylesi büyük bir organizasyonda bulunmasının kıvanç verici olduğunu belirten Çelik, tüm bunlar olurken, Türkiye'ye çok yakın bir coğrafyada gerçekleşen olayları da dikkatle takip ettiklerini söyledi.
Çelik, dünyanın her tarafında tek gündemin Gazze'de gerçekleşen "soykırım" olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Sözüm ona, İsrail'in Lübnan'a saldırısı, Netanyahu hükümetinin bu soykırım siyasetini ve işgal siyasetini Lübnan'a doğru genişletmesi eklendi. Bu soykırım hükümetinin yaptığı açıklamalara baktığımızda, Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler konuşmasında, Irak, Suriye, Lübnan bütün bu bölgeyi bir çeşit 'lanetli bölge' olarak ilan etmesi, bütün bu bölgede daha büyük istikrarsızlıklara imza atmak için bu soykırım hükümetinin birtakım hazırlıklar içerisinde olduğunu göstermektedir. Tüm bu tabloya baktığımızda görmemiz gereken şey şudur; bu soykırım hükümetine karşı insanlık cephesinin söz söylemenin ötesine geçerek, gerçek anlamda bu soykırım siyasetini durduracak bir eylem ortaya koyamaması halinde bu bölgesel savaşın çok ötesine yayılan asimetrik birtakım istikrarsızlıkları da beraberinde getirebilecek, çok daha geniş bir coğrafyaya yayılabilecek bir istikrarsızlık alanı oluşturmaktadır, oluşturacaktır."
Gazze'de insanlığa dönük bir saldırı olduğunu belirten Çelik, "İnsanlığa dönük bir soykırım siyasetidir, bütün uluslararası sistemin ve bütün uluslararası düzenin tehdit edilmesidir.' dediğimiz tablo, maalesef bugün çok acı bir realite olarak önümüzde giderek genişleyen olumsuz eylemler zinciri olarak bulunmaktadır. Gelinen noktada, soykırım hükümetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ni bile 'istenmeyen adam' ilan etmesi aslında bu soykırım siyasetinin, bunun mensubu olan Netanyahu çetesinin doğrudan bütün medeniyetin sonuçlarına, uluslararası hukuka, uluslararası düzene açtığı savaşın bir neticesidir. Açıkça şunu söylemektedirler; 'biz istediğimiz yere saldırırız ama hiç kimsenin bize cevap verme hakkı yoktur." diye konuştu.
"İsrail'in kendini savunma hakkı var' cümlesi dünyanın en ikiyüzlü cümlesi haline gelmiştir"
Çelik, Akdeniz'de neredeyse balıkçı kayığının gireceği yer kalmadığına, her tarafın savaş gemisiyle dolu olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: "İsrail önüne gelene saldırdığında ve katliam işlediğinde kınamakla yetinenler, İsrail'in saldırdığı ülkeler, öldürdüğü insanlar karşısında bir tepki verdiği zaman hemen 'İsrail'in yanında savaşa gireriz ve o ülkeyi cezalandırırız.' gibisinden bir yaklaşım ortaya koymaktadırlar. Akdeniz'e gelen Amerikan savaş gemilerinin sürekli sayısı artmaktadır. Ne için bu? İsrail saldırdıkça İsrail'i daha çok korumak için. Yapılan açıklamalar 'İsrail'in kendini savunma hakkı var.' cümlesi dünyanın en ikiyüzlü cümlesi haline gelmiştir. Kuşkusuz her egemen devletin kendisini tehdit eden bir ulusal güvenlik tehdidi karşısında ya da bir terör tehdidi karşısında cevap verme hakkı vardır. Fakat artık 'İsrail'in kendini savunma hakkı vardır.' cümlesi kesinlikle bunu içermemektedir. 'İsrail'in kendini savunma hakkı var cümlesini' her kuran, İsrail'in daha çok çocuk, kadın, insan öldürmesine imkan veren, zemin sağlayan ve destek oluşturan bir yaklaşım içerisine girmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ni bile 'istenmeyen adam' ilan edecek kadar pervasızlaşan, bütün uluslararası düzene karşı koyan, bunu tehdit eden İsrail hükümetinin geldiği nokta aslında bugün İsrail'deki Yahudilerin de dünyadaki herkesin de güvenliğini tehdit eden ana unsurun Netanyahu hükümetinin ta kendi olduğunu göstermiştir."
Netanyahu hükümetinin, medeniyetin tüm değerlerine karşı bir ur teşkil ettiğini ifade eden Çelik, bunun İsrail'in güvenliğini sağlamakla da ilgisinin olmadığını dile getirdi.
İsrail'in saldırılarına tepkilerini sürdüren Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Şimdi net bir şekilde İsrail; Amerika, İngiltere başta olmak üzere diğer ülkeleri kendi yanında bu soykırım siyasetinin parçası olarak bir bölgesel savaşa sokmak istemektedir. Maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hiçbir şekilde bu Siyonist zihniyeti aşamamaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yazılımının 'Birleşmiş Milletler Şartı ve Birleşmiş Milletler Değerleri' olması lazım. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin yazılımı, 'Siyonizm' olursa o zaman hiç kimsenin Birleşmiş Milletler'e bir atıf yapmasına, Birleşmiş Milletler'in değerlerini savunmasına bir gerek kalmayacaktır. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda çıkan bazı tabloları en güçlü şekilde eleştirenler bugün burada çıkan tablonun bin katı mukayese edilemeyecek kadar, milyonlarca katı bir katliam siyaseti İsrail tarafından gerçekleştirildiğinde sadece susmakla, İsrail'e destek vermekle, İsrail'in saldırdığı ülkelere daha çok saldırmaktan bahsetmekle yetiniyorlar."
Eleştirilerini sürdüren Çelik, "Bakın, suikast düzenleyen, insanları öldüren, tek tek herkesi hedef alan bir devlet, daha 7 Ekim saldırıları olduktan sonra yapılan ilk açıklama Netanyahu tarafından; 'Bölgedeki sınırları değiştireceğiz.' olmuştu. Daha sonra 'David Koridorunu kuracağız.' olmuştu. Birtakım kendi kafasına göre dini referanslara destek vererek bölgedeki ülkelerin toprak bütünlüğüne ve bölgedeki sınırlara saldıran bir siyaseti bu vesileyle yürütmektedir ve burada binlerce çocuğun, kadının ölümü, bu kanın ortaya çıkması ise hiç kimse tarafından durdurulacak bir eylem olarak düşünülmemektedir." diye konuştu.
Çelik, bu saatten sonra "İsrail'in güvenliği" ya da "İsrail'in kendini savunma hakkı var." çerçevesinde ortaya çıkan her cümlenin, İsrail'i daha çok katliam yapmaya teşvik etmekten başka bir amaca hizmet etmeyeceğinin açık olduğunu söyledi.
"Siber sistemlerin, teknolojinin kullanılışı iki yönlü işlemektedir"
Bu tablo içerisinde bir şey gördüklerini ifade eden Çelik, "Gerek siber sistemlerin, gerek teknolojinin kullanılışı iki yönlü işlemektedir. Bir taraftan mesela yapay zekayı sağlıkta kullandığınız zaman insanlık için büyük bir değer ifade ederken, aynı zamanda Netanyahu hükümetinin yaptığı gibi yapay zekayı masum kadınları, çocukları öldürmek için kullanmak gibisinden de insanlık dışı sonuçları üretecek bir kullanım da söz konusudur. Onun için bugün gelinen noktada siber güvenlik ve teknoloji meselesinde 'insanlık yararına' kullanımla, 'insanlık düşmanı' şeklinde kullanım birbiriyle mücadele etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Adana'da gerçekleşen TEKNOFEST vesilesiyle aslında birden çok şeyin ilan edilmiş olduğunu belirten Çelik, şunları kaydetti: "Bir tanesi burada bu stantları gezdiğinizde, gençlerin bütün üniversitelerden, üniversiteli olmayan genç arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin büyük bir özgüvenle 'biz yapabiliriz' diyerek ortaya koyduğu bir irade vardır. Bu irade burada stantları gezdiğinizde, gezinti alanlarına baktığınızda her kesimden, yaştan insanımızın desteklediği ve paylaştığı bir iradedir. Bu da şunu söylemektedir; Türkiye'nin geleceği, milli güvenliği, her alanda teknolojide söz sahibi olması için gençlerin zekası başta olmak üzere bir özgüven devrimi yaşanmaktadır. Bu özgüven devrimi, burada koyulan eserlerle kendisini açık ve net bir şekilde göstermektedir. Bütün bu bölgedeki gelişmeleri yapay zeka kullanarak insan, kadın, çocuk öldürmeyi bir strateji hale getirenlere karşı da TEKNOFEST'te bir söz söylenmektedir; medeniyeti, insanlık değerlerini ele alan bu kötücül teknoloji kullanımına karşı insanlık yararına ve insanlık için teknolojilerin geliştirilmesi, burada bu gençlerin koyduğu iradeyle de Türkiye'den dünyaya ilan edilmektedir. Birileri teknolojiyi, insan zekasıyla üretilen yapay zekanın imkanlarını, insanlığı yok etmek için kullanırken, TEKNOFEST gençliğinin bütün dünyaya söylediği şey de şudur; Teknolojinin insanlık değerlerini yok etmek için kullanılmasına, teknolojinin insanlık değerlerine karşı bir düşman haline getirilmesine direneceğiz. Sağlıktan milli güvenliğe, milli savunmaya kadar her alanda insan hayatını koruyan, insani değerleri yücelten bir teknolojik gelişmede öncü olduğumuzu, dünyada söz sahibi olduğumuzu bütün dünyaya ilan edeceğiz.' demektedirler."
Ömer Çelik, tüm dünyaya güvenlik, savunma konseptini, insan hayatını koruma odaklı olarak değiştiren iradenin TEKNOFEST'te daha da yükseğe çıktığının altını çizdi.
TEKNOFEST'e gelen her kesimden insanın, TEKNOFEST gençliğinin Türkiye'nin geleceğine imza atma iradesini desteklemesinin önemine dikkati çeken Çelik, "İsrail'in ortaya koyduğu teknolojiyi insanlık değerlerini ve insan hayatını yok etmek için kullanmasına karşı, burada TEKNOFEST vasıtasıyla ortaya koyulan irade, teknolojiyi insan hayatını korumak ve insani değerleri yüceltmek için geliştirme şeklindeki iradenin mücadelesi sürmektedir. Türkiye burada safını net bir şekilde insan hayatını korumaktan, bölge barışını ve dünya barışını sağlamaktan ve insani değerleri korumaktan yana koymuştur. İşte bunun gençlerde tecelli ettiği yer, bu TEKNOFEST'te ortaya koyulan çalışmalardır." ifadesini kullandı.
"İrademizi, insanlık yararına teknolojiler geliştirme şeklinde de sürdüreceğiz"
TEKNOFEST'te çok geniş bir alanda ortaya koyulan çalışmaların, gençlerin Türkiye'nin geleceğine imza atma iradesini bir kere daha gösterdiğini vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu: "Birileri dünyanın önüne, yapay zekayla insan öldürmeyi, Akdeniz'i savaş gemileriyle doldurmayı koysalar da diplomasiden, barıştan, barış iradesinden, insan hayatından yana olan irademizi aynı zamanda insanlık yararına teknolojiler geliştirme şeklinde de sürdüreceğiz ve bu iradeyi sonuna kadar koruyacağız. Buradaki teknoloji takımlarının koyduğu irade, burada bir festival havasında geçse de insanlığın sürüklenmeye çalışıldığı bu cehenneme karşı duran bir iradedir. Dolayısıyla burada şunun ya da bunun, şu odağın ya da bu odağın çerçevesinde değil, insanlık lehine bir siyasetin yükselmesi için de bu irade büyük imzalar atmaktadır. Buraya çocuklarını getiren, bu coşkuyu paylaşan ve buradaki bu büyük kalabalığı oluşturanların aynı zamanda söylediği şey; dünyada teknolojinin insan öldürmek için kullanılmasına karşı, insan yaşatmak için, insanlık onurunu yüceltmek için teknolojiyi geliştirme iradesidir. Türkiye bir kere daha hem ülkemiz hem bölgemiz hem dünya için de en iyi sözleri, insanlık yararına sözleri söylemeye buradan devam edecektir."
Çelik, TEKNOFEST'e katılanları ve organizasyonda emeği geçenleri tebrik etti.