AHLAKIN YOLUNDA

Her karşıma çıkanı aydınlatmak, karanlıktan çıkarmak diye bir derdim yok. Sokak lambası değilim ki ortalığı aydınlatayım.

İnsan sosyal bir çevrede doğar ve belirli değerleri orada alır. Ahlakı da o sosyal çevrenin, ideolojisinin ve inancının eseridir. Ancak, bütün bunlara rağmen ahlak insanın özündedir, kişiliğinin ayrılmazıdır. Onu yaşayıp, yaşatmak da aklın ürünüdür. Empati duygusunun ve hümanist düşüncesinin gelişimine bağlıdır. Bunlardan yoksun bir insan her kötülük için hazır kıta misali tetikte beklemektedir.

Kimseye zarar vermemek, kimsenin onuruyla oynamamak ahlakın, insani duruşun temel ilkesidir. İnsan onurunun özünü ise düşünce ve ifade özgürlüğü oluşturur. İnsanın var olması onuruna bağlıdır. Bundan yoksun bırakan insanlardan ahlaki meziyetler beklemek akıntıya kürek çekmeye benzer, boş bir avuntudur.

Spartacüs’ün şiddetten arınmış ince ruhu, Bedrettin’in Varidat’ındaki “yârin yanağından gayri her şeyi, her yerde, hep beraber bölüşebilmek” diyen eşitlikçi sesiyle Thomas Mor’un Ütopya’sındaki “savaşsız, öldürmeden ve ölmeden yaşanacak bir yer var “diyen adaletli, ahlaki seslerini çağlar sonrasında buluşturan insan sevgisi ile sınırsız ve sınıfsız bir dünya özlemidir. “Güneş ülkesinin “ hayalidir. İnsanca bir yaşamdır onların özlemi. Her türden zorbalığın ve boyun eğişin yok edildiği, vicdanın insanlığı ele geçirdiği,” kutsalların” ahlakının değil, vicdanının ahlakının erdemleştiği bir dünya. Onurlu bir insanlık…

İnsan onuruyla doğar. Bu onur; kimliğidir, benliğidir, kendisidir. Hiç kimsenin veya gücün lütufu değildir. Bunlardan birini elinden aldığınızda, gasıp ettiğinizde, inkâr ettiğinizde insan olarak varlık nedeni ortadan kalkar. Bunları yok sayanın ahlaki erdemlerden söz etmesi ahlaksızlığın çürümüşlüğünde debelenmesi ve kötülük üretmesidir.

1997’de Senegal’li yazar Sembe’nin İngiliz kraliçesine insanlık dersi bir onurdur ve her türden değeri içinde taşır. Ahlaki duruş onurun bir parçasıdır, kendisi değil.

Onurdan yoksun insan; hangi meziyetlere, güce, koltuğa, kanepeye, iskemleye, masaya, fabrikaya, bankaya, mülke sahip olursa olsun, aslında bir hiçtir. Onun yanı başında olanlar, onu kutsayanlar, ayakkabılarına varıncaya kadar yalamalı düşkünlüğüne sürüklenenler veya ona ulaşılmaz penceresinden bakanlar için de ömrü ile sınırlıdır azameti, kendinden menkul meziyetleri…

Aslında onurdan yoksun insan da her şeyin farkında olmakla birlikte saltanatın şatafatını yaşamanın, kirlenmiş ruhundaki tatminiyle ömrünü tüketir. Tükenen ömründen geriye bir zamanlar kendisine biat eden, kutsiyet atfedenlerden sadece boş avuntular ve kısa sürede unutulmanın derin iç sızısı kalır. Hiç olmasını gizleyen onu saran örtüdür. O örtü kalktığında gerçek bütün çıplaklığıyla karşınızdadır.

Böyle insanlar için insan öğütme makinesi diyebilirsiniz. En yakınındakileri harcamakta, ihanet etmekte, yok saymakta bir sakınca görmezler. Çünkü onların varlık veya güçlü olma dayanakları başkalarını harcama üzerine inşa edilmiştir. Aslında kâğıttan birer kaplan olduklarını fark edemeyecek kadar kendini beğenmişlik duygusunun esiridirler. Güç zehirlenmesine uğradıklarından kendi dışındaki insanların kıymet-i har biyesi yoktur. Vicdanla araları hiç iyi olmadığından veya doğru bir tanımlamayla vicdan onların korkulu rüyası olduğundan satılık ruhları alarak huzurlu olduklarını var sayarlar. Onların kötülüklerini aklayacak vicdanı körelmiş, ruhları açık arttırmalı, riyakâr, bukalemunlar sırada beklerler. Böyleleri kötülükleri ve ihanetleri biriktirirler. Onların her gözü, her sözü, her bakışı, her kelamı kir, pas, yalan üretir ve ahlaki yozlaşmışlığının, çürümüşlüğünün içerisinde empati ve onurdan yoksun yolculuğunu sürdürür.

İnsani değerlerden yoksun insanlarla bir aradaysan hayatından çıkar, zihninden sil, ruhundaki izleri yok et ki, huzur bulasın. Aksi durumda sonsuz acıya hazır ol ve onunla yaşamaya katlan, ömrünü tüket. İnsan olarak var olmanın anlamına ulaşmamışsan yaşamanın da anlamı yoktur. Bir hiçsin. Hiçliğinin de farkında değilsen niye varsın ki?...

Aklınız rehberinizdir. Eğer aklınızı kötülük üretmek için kullanıyorsanız uzak durun benden. Çünkü sizin anılarınız birileri tarafından çöplüklere atılmıştır. Çünkü öylelerinin anı diye biriktirdikleri ihanetten başka bir şey yoktur.