AHİLİĞİ YAŞAMIYORUZ

Okullar tatil olmadan önce Kırşehir Vali Yardımcımız  Sayın İsmail Çetinkaya ile bazı okulların etkinliklerine birlikte katıldık. En son katıldığımız Kırşehir Hacı Fatma Erdemir Anadolu Lisesi’nin düzenlemiş olduğu  “HELEBİŞ GECESİ”NDE Ahiliği ve Ahilik Haftasında Kırşehir’i konuştuk.

Aramızda bulunan Kırşehir’in ve Ahi Evran Üniversitesi’nin önemli değerlerinden, Ahilik denilince ilk akla gelen isimlerden Prof. Dr. Ayfer Şahin Hocam da  Kırşehir’de Ahilik için yapılması gerekenleri anlattı.

Tabi gerek  Sayın Valimizle, gerek Prof. Dr. Ayfer Şahin Hocamla  Ahilik Haftası’nın Kırşehir’de yeterince kutlanamadığını, başta esnaf olmak üzere gereken önemin gösterilmediği konusunda görüş birliğindeydik.

Kırşehir’de her alanda Ahiliğe daha çok sahip çıkılması için çalışmalar yapılması ve Ahiliğin sadece esnaf teşkilatı olmadığı her mesleği, her alanı kapsayan bir sivil toplum kuruluşu olduğu konusunda da ayrıca çalışmalar yapılmasını konuştuk.

Bu konuda yaptıkları çalışmaları ve düşüncelerini anlatan Sayın Valimiz İsmail Çetinkaya, Ahiliğin sivil toplum kuruluşu olduğu bunun içinde kapsamı genişletecek değişik projeler ve çalışmalar yaptıklarını, örnek olarak; Kırşehir’de yılın ahi öğretmeni, yılın ahi öğrencisi gibi uygulamaları hayata geçirmeyi düşündüklerini söyledi.

Kırşehir’e geldiği günden itibaren Ahilik konusunda çok önemli çalışmalar yapan, konuyla ilgili akademisyen hocalarla ve tarih öğretmenleriyle  görüşerek büyük mesafeler alan Sayın Valimiz İsmail Çetinkaya’nın düşüncelerini daha önce birkaç defa gündeme getirmiş ama her zaman olduğu gibi sonuca ulaşamamış ve  işlerine gelmeyen  birilerinin de tepkilerini almıştım.

Bizler Kırşehir’de Ahiliği her alanda yaşamalı ve  yaşatmalıyız. Dışarıdan Kırşehir’e gelen misafirlere, yeni atanan memurlara, Ahi Evran Üniversitesini kazanan öğrencilere Ahiliğin kokusunu ve güvende olduklarını hissettirmeliyiz. Kırşehir buram-buram Ahilik kokmalıdır. Bunun için Kırşehir’in ve Ahiliğin tanıtımını en iyi şekilde yaparak yurt içinden ve dışından insanların Kırşehir’e gelmelerini sağlamalıyız.

Çevre illerden Kırşehir’e giriş yollarına  gece de okunabilmesi için ışıklı “AHİLER ŞEHRİ KIRŞEHİR’E HOŞ GELDİNİZ” tabelaları asmalıyız. Kırşehir’e ne kadar çok insan gelirse Kırşehir ekonomisinde de o kadar canlılık olur, esnafta, otellerde kazanır, yeni iş kapıları açılır. Kırşehir tanınan bir şehir haline gelir.

Yukarıda Ahiliğin temel unsurunun insan olduğunu, prensibinin güzel ahlak olduğunu ve bir yaşam tarzı olduğunu söyledik.

Bir an önce  Ahiliğin sadece esnaf teşkilatı olduğu yanlışından dönmeliyiz sonrada Kırşehir’de seçilen yılın ahi esnafı, kalfası çırağının yanında  Sayın Valimiz İsmail Çetinkaya’nın söylediği  kapsamı genişletilerek yılın ahi doktoru, hemşiresi, avukatı, öğretmeni, akademisyeni, öğrencisi, askeri, polisi, gazetecisi, bürokratı, memuru, bankacısı seçilmelidir.

Özellikle de öğrencileri teşvik etmek için kapsam daha genişletilmeli, her okulda, her ay ahi öğrencisi seçilerek ödüllendirilmelidirler.

Ahilik Haftası’nda konuşmayı sadece Esnaf Odaları Başkanı yapmamalı; Ticaret Odası Başkanı, Tabipler Odası Başkanı, Baro Başkanı ve sendika başkanları da sırasıyla konuşmalıdırlar.

Ahilik kutlamalarına katılım  çok olur, az olur sadece bununla kalınmamalı, Kırşehir’de ve ülkemiz genelinde Ahiliği hayatımızın her anında, her alanında  yaşamalıyız.

Ancak ne acıdır ki şu an için bu mümkün görünmüyor. Çünkü ülke olarak ahiliği hiçbir dönem yaşamadık ve yaşayacağa da benzemiyoruz.

Neden yaşamıyoruz? Örnekler verecek olursam:

Bir ülkede adaletsizlik varsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Bir ülkede haksızlık varsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

İnsanlar menfaati ve çıkarı için her yolu mubah sayıyorlarsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Kendisi tokken, komşusu aç yatıyorsa orada ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Yatları, katları, villaları olup, günlerini, gecelerini konken partilerinde, kumar masalarında, barlarda, pavyonlarda geçiren enseyi kalınlaştırmış, göbeği büyütmüş muhteremler  yanında çalışan personeline asgari ücret veriyorsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Köpeğini, kedisini evinin başköşesinde yatırıp, özel mamalarla besleyip, hastalandığında veterinere götürüp, yüz binlerce para harcayanlar, villanın güvenlikçisi hastalandığı zaman doktora gitmesine izin vermiyorsa ve gittiğinde işten çıkarıyorsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Anne ve babasını huzur evlerine gönderen, arayıp sormayan insanların sayısı çoğalıyorsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Esnaf vatandaşa yüksek fiyat söyleyerek kazık atıyor, dolandırıyorsa, pazarcı esnafı tezgâhın önüne iyi sebze ve meyveleri koyup, arkasına çürükleri koyup, vatandaşa satıyorsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Ücretlerde eşitliksiz varsa aynı işi yapanlar farklı maaş alıyorlarsa varsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Asıl olan vatandaş geçim sıkıntısı çekerken, oylarıyla seçtiği vekiller her türlü haklardan faydalanıyor hem emekli milletvekili, hem milletvekili maaşı alıyorsa, ömür boyu devletin ve milletin sırtından geçiniyorsa  orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Ahilikten, güzel ahlaktan, dürüstlükten dem vuranlar, kibirlerinden çatlayıp, kendilerinden başka kimseleri beğenmiyorlarsa, burunları havada, kaprisleri tavan yapmışsa, başkalarını küçük görüyorlarsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Okullarda öğrenciler babalarının, annelerinin mesleklerine ve  gelir durumlarına göre sınıflara ayrılıyorlarsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Vatandaşın vergisiyle maaş alıp, devletin hastanesinde görev yapan doktorların bazı hastaları bizi uğraştırır diyerek hastaneye kabul  etmeyip, başka illere sevk ederek vatandaşı zor durumda bırakıyorlarsa orada Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Fakirin çocukları askere gidip, şehit olurken zenginlerin, siyasilerin, bürokratların çocuklarının para yatırarak veya çürük raporu alarak hiç askere gitmedikleri ülkede Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Devletin kurumlarında yalakaların, ikiyüzlülerin, yalancıların, liyakat ve bilgi sahibi olmayanların çalıştıkları, makam sahibi oldukları ülkede Ahiliğin yaşandığı söylenemez.

İnsanların cadde ve parklara  ellerine geçen her şeyi atarak çevreyi kirlettiği günümüzde ahiliğin yaşandığı söylenemez.

Bunların çok örneği vardır ama bu kadar yeterlidir.

Özet olarak diyorum ki, Ahilik sadece yılda bir hafta kutlanacak bir esnaf oluşumu değildir. Birilerinin reklam yaparak, kullanarak geçim ve köşe dönme kapısı değildir. Sağlığından, güvenliğine, eğitiminden, kültürüne, esnafından, tüccarına her alanda uygulanması gereken yaşam tarzıdır. Çünkü Ahilik güzel ahlakın yanında, doğru, dürüst, çalışkan olmaktır. Ahilik insan olmaktır, adam olmaktır.

Bir başka deyişle Ahiliği yaşamak  ülkemizin kurtuluş reçetesidir.