ABARTILI GÖSTERİŞ VE KİBİR İSLAM DİNİNCE YASAKLANMIŞTIR.

Kibir: Tevazu’nun karşıtı olarak kişinin kendini üstün görmesi ve bu duyguyla başkalarını aşağılayan davranışlarda bulunması demektir.

Bazı insanlar fiziksel farklılıklarını, servetini, toplumsal statü (makam, mevki) ve bilgi birikimi gibi niteliklerinden biri veya birkaçını merkeze alarak kendisini diğer insanlara karşı üstün bir konuma yerleştirebilmektedir. Bunun sonucunda başkalarını küçük görerek onlara karşı aşağılayıcı davranışlarda bulunabilmektedir. İnsanın haddini bilerek, diğer insanlara karşı mütevazi bir tavır içinde olması gerekir.

Cenab-ı Mevla İsra Suresinin 37. Ayetinde: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçebilirsin.” Buyurmuştur ve Furkan suresinin 63. Ayetinde; “Rahman’ın has kulları yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir.” buyurarak kibrin ve abartılı gösterişin haram olduğunu açıkça vurgulamıştır.

Peygamberimiz ise; “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kişi cennete giremez.” Buyurmuştur. (Müslim İman 148-149); Kibir, insanlar arasında kin ve nefretin doğmasına sebep olur. Kibir, dostluğun toplumsal uzlaşma ve kaynaşmanın önünde de en büyük engellerden biridir.

Hazreti Mevlana ise buyurmuş ki; “Kendini büyük görme, bugün ayağının altında biten ot, yarın mezarının üstünde bitecek.” Bugün paranız yoktur, yarin olabilir. Belki mevkiniz yoktur, yarın olabilir. Lakin bugün şerefiniz yoksa, yarın da olmaz. Param var, mevkim var diyerek kimseyi hakir görmeyin. Kimseden daha iyi olmadığınızı anlayacak kadar mütevazi, herkesten farklı olduğunuzu kavrayacak kadar bilge olun.

Dünya geçicidir, bir imtihan yeridir. Dünya’ya, Hakk’ın rızasını kazanmak için gönderildik. İnsanları sevmek ve onlara hoşgörüyle yaklaşmak erdemdir.

Kendini üstün görmek; Kendisini başkalarından daha değerli bulmak veya görmektir. İslam övünmeyi yasaklamıştır. İslam peygamberi; ”Arab’ın, Aceme, Acem’in Arab’a bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva dadır.” Buyurmuştur.

Malın, servetin, güzelliğin insanların hayran kalıp alkışladığı her varlığın bir emanet olduğunu düşünmeyen kimseler, büyük bir yanılgıya düşerler. Bu cazip imkanları kendi gayretleri ile kazandıklarını ileri sürerler. Bunları verenin dilediği zaman çekip alabileceğini hesaba katmadıkları için de, hep aynı durumda kalacakları hayaliyle kendilerini üstün görmeye başlarlar. Ancak kendileri gibi yaşayanlarla düşüp kalkarlar.

Bir zamanlar Karun da, böbürlenerek, kibirlenerek varlığı ile övünerek kendini üstün görüyor, ben ben diyordu. Cenab-ı Hak, onun bu halini beğenmemiş, verdiklerini geri almıştır. Kasas suresinin 76. - 81. Ayetleri ve arasındaki ayetler bu konunun özünü oluşturmaktadır. Cenab-ı Hak Karun’un hayatını ibret olarak insanlığa bildirmiştir. Bu ayetler ve bu ayetlerin tefsiri ve mezkur konu ile ilgili görüşlerimi sonraki yazımda okuyucularıma arz edeceğim.

Hoşçakalınız…