2. Karabağ Savaşının üçüncü yıldönümü ve soykırım yalanları…

Yıl 2020, aylardan Temmuz…

Kardeş Azerbaycan’ın 1988’den beri işgal altındaki topraklarından Ermeni taciz ve saldırıları devam etmektedir. Tarih 12 Temmuz 2020’yi gösterdiğinde, bu sefer Ermeniler farklı bir istikametten -Tovuz rayonunun Ağdam köyü civarından- saldırıda bulunur. Yapılan bu saldırı uluslararası sınır istikametinden yapılır. Çatışmalar devam eder.

14 Temmuz günü Azerbaycan’ın 3’üncü Kolordusunun Kurmay Başkanı General Polad Haşimov incelemelerde bulunmak için bölgeye gelir. Bu esnada Ermeniler havan atışlarına başlar. General Haşimov Ermeni ateşleri neticesinde şehit düşer. Bu Kahraman Türk askerinin şehadeti tüm yurtta büyük bir üzüntüyle karşılanır ve halkın tepkisine neden olur. Ağustos ve Eylül aylarında temas hattındaki Ermeni tacizleri artarak devam eder.

27 Eylül günü yinelenen Ermeni taciz ve saldırıları Azerbaycan Ordusunun harekete geçmesine neden olur. Önce Ermeni saldırıları durdurulur. Müteakiben, temas hattındaki Ermenileri püskürten Kahraman Azerbaycan Ordusu, işgal altındaki toprakları geri almak için ilerlemeye başlar. Bu ilerleyiş, Ermeni tarafının hazırlıklı savunmasına karşın, 44 günde Ermenilerin yenilgisi, Azerbaycan Ordusunun mutlak zaferi ile son bulur. 10 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiri ile gece yarısından itibaren ateşkes ilan edilir.

44 gün kısa bir zaman dilimi gibi gelse de savaşanlar için o kadar kısa değildir. Hiç uyumadan, yoğun gerginlik, sinir, stres, yorgunluk, insanüstü gayret ile geçen 44 gün 2640 saate, 158.400 dakikaya ve 9.504.000 saniyeye eşittir. Günlük yaşantımızda nazar-ı dikkate bile alınmayan 1 saniye, insan hayatının en kritik anlarında paha biçilmez bir değere sahiptir. İşgal altındaki vatan topraklarını kurtarmaya azmetmiş bir asker için tam dokuz buçuk milyon değerli saniye. Ateş altında, rüzgârda, soğukta, yağmurda, gece karanlığında, sis içerisinde ve ormanda, dağda, bir kayanın yanında, taşın üstünde, en çetin arazi ve hava koşullarında, daha da kötüsü bir bilinmezliğin içinde…

Bu zafer işgal altındaki toprakların kurtarıldığı Vatan Muharebesidir. Bir ordunun uluslararası hukuka uygun bir şekilde haklı zaferidir. Kahraman Azerbaycan Ordusunun; 30 yılı aşkın süredir tahkim edilmiş, mayınlanmış, kamera ve elektronik gözetleme sistemleri ile kontrol altına alınmış temas hattını yıldırım gibi geçerek işgali sonlandırdığı zaferdir.

Azerbaycan Ordusunun üstün niteliklerle donatıldığı, vatanperverlik ateşiyle yandığı, yiğitliğin ve cesaretin en üst safhaya vardığı bir zaferdir. Türk Dünyasına bir müjdedir. Harekatın planlaması, icrası, sevk ve idaresi ile Azerbaycan Ordusu tarihe geçmiştir.

Bu zaferi anlatmaya kelimeler yetersiz kalır. Hakkın savaşı ve haklı bir savaştır bu…

Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanı Sayın İlham Aliyev bu zaferi şu veciz sözlerle ifade eder:

“Ordumuz 44 günlük Vatan Muharebesinde tarih yazdı. Halkını millî hedeflerine ulaştırdı. Azerbaycan devleti en yüksek zirvesine yüceldi ve en kudretli safhaya ulaştı. Kazanılan bu zafer, bu başarı muhteşem ve gurur vericidir.”

Aradan geçen 3 yıl zarfında Azerbaycan Ordusu daha da güçlenmiş, Karabağ’ın Rusya Federasyonu askerlerinin bulunduğu bölüm 19 Eylül 2023 tarihindeki 1 gecelik anti-terör operasyonuyla tamamen kontrol altına alınmıştır. Böylece, Karabağ diye bir sorun kalmamıştır. Artık Birleşmiş Milletler Teşkilatının 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararları, Minsk Grubu (ABD, RF ve Fransa Üçlü Başkanlığı) çözümsüzlüğü tarih olmuştur.

Bu çözümsüzlüğün arkasında ABD, RF, Fransa ve Kanada’da yaşayan ve bundan istifade eden Ermeni Diasporası olduğu unutulmamalıdır. Aynı Diaspora sözde Ermeni Soykırımı yalanlarını da desteklemekte ve bundan on yıllardır nemalanmaktadır.

Türkiye ve Azerbaycan olarak önümüze, geleceğe bakmalıyız. Bu nedenle, hiçbir belgeye dayanmayan sözde soykırım yalanlarının sonu gelmelidir. Kaldı ki, Hocalı Soykırımı gibi 20. Yüzyılın insanlık dışı katliamını gerçekleştiren Ermenistan’ın, Türkiye ve Azerbaycan’ın uzattığı barış elini iyi değerlendirmesi gerekir. Zengezur koridorunun açılması da ayrı bir başlıktır. Bu koridor ile sadece Türkiye ve Azerbaycan değil, Rusya Federasyonu da Dağıstan üzerinden koridora dahil olacaktır. Ermenistan ise bir ticaret yolu üzerinde bulunmakla elbet kazanım sağlayacaktır.  SSCB öncesinde devlet olamamış ve halen yoğun göç veren Ermenistan’ın varlığı, Diasporasının dikte ettiği rasyonel ve gerçekçi olmayan yaklaşımlarından sıyrılmasına ve komşularıyla daha dürüst ve mantıklı politikalar izlemesine bağlıdır.

Vatan Muharebesi olarak da anılan 2. Karabağ Savaşı sonucunda elde edilen bu zafer Türk Dünyasının zaferidir. Karabağ Zaferi kutlu, Türk Orduları daima muzaffer olsun. Bu zafer için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun, Allah onlara rahmet, Gazilerimize uzun ve sağlıklı ömür versin.