Yıl 1989, memleketin yönetiminde Anavatan Partisi var, 26 Mart 1989 tarihinde yapılan mahalli idareler seçiminde Anavatan Partisi yönettiği belediyelerinin neredeyse üçte ikisini kaybetti, ağır bir yenilgi aldı, iktidar çaresiz durumdaydı.

Ülkenin büyük bir bölümünü kaybettiği gibi Kırşehir’de üç milletvekili olsa da, belediye seçimini Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) adayı Mehmet Ali Yapıcı kazandı. Mehmet Ali Yapıcı kısa sürede Kırşehir’de halkın gönlünde yer aldı, sabahları sokaklarda en erken o vardı. Mahalleleri geziyor, yapması gerekenleri planlıyor, şehirle bütünleşmişti. Maalesef Keskin’de 3 Ekim 1989 tarihinde talihsiz bir kaza geçirdi, yaklaşık bir ay hastanede tedavi görse de daha 7 ay görev yapmadan 1 Kasım 1989 tarihinde yarım kalan projelerini tamamlayamadan aramızda ayrıldı.

18 Şubat 1990 tarihinde Kırşehir’de belediye seçimleri yapılması kararı alındı. Anavatan Partisi, ülke genelinde kaybettiği karizmayı Kırşehir seçimlerini kazanarak imaj yenilemek istiyordu. Olanca gücüyle abanmaya başladı. Anavatan partisinde İzzet Yıldırım, SHP’de Cahit Gürses belediye başkan adayı olarak meydanlara çıktılar.

Cahit Gürses, “Bu toprağın çocuğu” söylemi ile etkili oluyor, rakibi İzzet Yıldırım’ın Mucurlu olması dezavantaj olarak görülüyor, kısa sürede Cahit Gürses’in öne çıktığı fark ediliyordu. Bu durumu fark eden bakanlar ilimizden ayrılmıyor, neredeyse Bakanlar Kurulu Kırşehir’de toplanıyordu. Ellerindeki en büyük silah da herkese iş vaadi ve vatandaşın taleplerini devlet imkânları ile yerine getirmekti. O dönemde K.İ.T.’lere (Kamu İktisadi Teşebbüsü) yüzlerce işçi ve memur aldılar, hattâ askerde olup da işi olmayanlara bile askerlik dönüşü iş sözü veriliyordu.

Hükümetin yatırım planında olmadığı halde 24 Ocak 1990 tarihinde ilimizdeki Şeker Fabrikasının temeli atıldı. Bakanlar Kırşehir’i karış karış gezerken, SHP İstanbul Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik’i Kırşehir’e getirdi, Fatma Girik’in ilimize gelmesiyle meydanlar daha da hareketlendi, çok sempatik ve etkiliydi, kısa sürede herkes yakından görmek, konuşmak için yanına koşuyor, ev ev gezmesi de rakiplerini rahatsız ediyordu, kısa sürede ilimizde dengelerin daha da değiştiği görülüyordu. Bu durumu fark eden hükümet, kabinenin tek kadını olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmran Aykut’u, Fatma Girik’e karşı panzehir olarak getirdi, o da ev ev dolaşmaya başladı.

Okuyacağınız bu bölümü DinekbağMahallesi’nde oturan bir ağabeyimiz anlattı:

"81 İlde 81 Orman" projesi yeniden hayata geçiyor "81 İlde 81 Orman" projesi yeniden hayata geçiyor

“İmren hanım, partinin il, ilçe teşkilatı ve kalabalık bir grup ile ikamet ettiğim DinekbağMahallesinde seçim çalışmalarına başladık, ev ev gezmeye başladık, ben de rehberlik yapıyorum, akşama doğru yakın arkadaşımın evinin avlusuna girdik, hanımı bahçede inek sağıyordu, eşini sordum, çarşıdan henüz gelmediğini söyledi, kalabalık arasında biri ‘Sayın bakanım sen de inek sağabilir misin?’ diye sordu, İmren hanım çaresiz bir halde bizlere doğru baktı, halk istemişti, ‘bir deneyeyim’, dedi, hemen bir önlük getirdiler, önüne bağlandı, ineğe doğru yaklaştı, süt helkesini ineğin altına tuttular, bakan hanım ineğin memelerini sıktı, süt çıktı ama helkeyi tutturamadı, kalabalık alkışla ‘varol bakanım’ diye tempo tuttu, pek beceremedi ama seçmenin hoşuna gitti. Sözde çok verimli bir seçim icraatı yapmıştık. Bu arada kadının kocası geldi, evde beş oylarının olduğunu öğrendik, oyların sözünü aldık oradan ayrıldık. Mahalleyi gece geç saatlere kadar dolaştık. Maalesef bakanımızın inek sağdığı mahallede en düşük oyu aldık, demek ki alkışlasalar da geçer not vermemişler, çaldığımız havalar boşa gitmişti.”

Bu anlatılan olayda bir yanlış bilgilendirme varsa özür dilerim.

Çarşı esnafının da keyfi yerindeydi, her gün ilimize birçok kişi geliyor, çarşı pazar hareketli idi, ilimizde lokantacılık yapan Celal Kaya: “10 yıllık lokantacıyım, şu üç ayda hayatımın en iyi cirosunu yaptım, ölüm olmasın ama altı ayda bir seçim olsun, Kırşehir’e seçim yakışıyor.” dedi.

Seçim en çok bazı esnaflar ile işe girenlere yaramıştı.

Çok hareketli ve renkli geçen çalışmalar sonrası seçimler yapıldı, hükümetin bu kadar emeğine rağmen Cahit Gürses seçimleri kazandı, Anavatan Partisi bir kez daha kaybetti. Artık iflası duyulan tüccar gibi hızla batmaya başlamıştı. Yine de boş durmuyorlardı, birkaç ay sonra Akçakent köyünü ilçe yaptılar, seçimler yapıldı, seçimi kazansalar da iflası durduramadılar, kazanılan seçim pek de ses getirmedi, karizmayı kurtaramadılar. Ülkede siyasi çürümüşlük daha da hızlandı, panik başlamıştı. Gemi su almaya başlamıştı.

Benim anladığım; ne yaparsan yap, ister inek sağ, istersen “askerdeki gencin dönüşte işi hazır de” bakanlar ev ev gezsin, Bakanlar Kurulu Kırşehir’de toplansın, milletin gönlünden uzaklaşırsan, tepeden bakarsan, haksız kazanca dur diyemiyorsan, vatandaşın canını alırsın ama oyunu alamazsın, çaldığın havalar boşa gider, gelin başka yere iner.

Neticede bilmediği işleri yapmaya yeltenir, liyakati yok sayarsan en çok da ülke zarar görür. Bir dönemin sonu başlamıştı, parti çok hızlı bir şekilde iflas etti, partinin kapısına kilit vuruldu.

Gelelim son seçimlere, ilimizde 31 Mart 2024 mahalli idareler seçiminde iktidar partisi ittifak yaparak seçime girdi, bakanlar, bakan yardımcıları ilimize sık sık gelseler de, hiç faydaları olmadığı gibi antipatik oldular, ittifakın oylarını toplayacakları yerde dağıttılar, ittifak partilerinin oyları toplandığında 10 bin oy farkıyla kazanması gerekirken, 11 bin farkla seçim kaybettiler.

Halkın gönlüne giremiyorsan sonuç farklı oluyor, “birleşeceğiz” diye bir araya gelen siyasetçilerin kendi kendini imha ettikleri ortaya çıktı. Seçimi kaybettiler, bakalım ilimizde yankıları nasıl olacak, kim gidecek, kimler gelecek, herkes beklemede.

Mevcut başkan Selahattin Ekicioğlu, “ben buyum” dedi, halkın gönlüne girdi, beş yıl daha vize aldı, kişiliğini hiç bozmadı, bildiği doğru yolda yürüdü, halkı kişiliği ile heyecanlandırdı, güven verdi, vatandaş, Selahattin başkanı gördüğünde tam da “ben de buyum” dedi, aileden biri gibiydi, tek başına Kırşehir ile ittifak kurdu kazandı, demek ki inek sağmaya yeltenmeye gerek yokmuş.

İlimize hayırlı olsun. Şapkalı, gözlüklü ve dürüst adam.

                                                                  MAHMUT YILDIZ